bizim dört gözle beklediğimiz ses kapının kapanmasıydı. Bunun anlamı gittiği ve asla geri dönmeyeceğiydi. | TED | حسنًا بالنسبة للصوت الذي نتطلع إليه كان صوت إغلاق الباب مما يعني أنه رحل ولن يعود |
Bu yüzden hiçbir anlamda ses sınırlaması yok. | TED | فلا يوجد أي حواجز مضاده للصوت على الإطلاق |
Büyük konserin yapılacağı gün grup, kendisini penceresiz, ses geçirmez bir uygulama odasında bağlı bularak uyanırlar. | TED | وفي يوم الحفل الكبير تستيقظ الفرقة لتجد نفسها مقيدة في غرفة عازلة للصوت ودون نوافذ |
Bu notayı çalıp hareketleri 250 kez büyüttüğümüzde bardağın Sese tepki olarak nasıl titrediğini ve çınladığını açıkça görebiliriz. | TED | وعندما نعزف النوتة ونكبر الحركات 250 مرة، نستطيع بوضوح تاماً أن نرى كيف يتذبذب الكأس والصدى في استجابة للصوت. |
Şimdi, bir saniyeliğine gözlerinizi kapayın ve içinizdeki sesi dinleyin. | Open Subtitles | والآن أغلق عيناك وانصت بتمعن للصوت الداخلي لنفسك |
Yatak odanızı evin bodrumuna taşırsınız veya hatta, ses yalıtımı yaptırırsınız. | TED | تنقلون غرفة نومكم إلى قبو المنزل، أو أنكم حتى ستضعون عازلًا للصوت. |
Hoparlörü açıyorsunuz ve onları kullandığımız yaklaşık 80 yıldır ses istediği her yere gidiyor. | TED | شغل مكبر للصوت وبعد مرور ما يقرب عن 80 عاما من وجود هذه الأدوات ينتشر الصوت حيث يريد |
Onları ses düzlemindeki haritasını çıkardık. Bu şekilde size şarkı söylüyorlar. | TED | جسدّناها الى مجال للصوت. اذاً فأنهم يغنون لكم. |
Örneğin; ses alanında bu, Sese maruz kalmaktır. | TED | كل ما يتطلبه الأمر على سبيل المثال في مجال الصوت ، هو التعرض للصوت. |
Ve ses için, bu doğal çıkarım farklı bir ad alır: | TED | وبالنسبة للصوت فإن هذا المنعكس الفطري له تسمية مختلفة. |
Hızlıca sekiz usullerin üstünden geçiceğim, sekiz yolla ses , sağlığınızı iyileştirebilir. | TED | وسوف امر الآن سريعاً على 8 نماذج 8 طرق يمكن للصوت بها تحسين صحتنا |
Biz yan odada kalıyoruz ve duvarlar ses geçiriyor. | Open Subtitles | اننا نسكن الغرفة المجاورة و الحيطان ليست كاتمة للصوت |
Biz yan odada kalıyoruz ve duvarlar ses geçiriyor. | Open Subtitles | اننا نسكن الغرفة المجاورة و الحيطان ليست كاتمة للصوت |
ses ayarı var ama hangi düğme, bilmiyorum. | Open Subtitles | أننى أعرف أن هناك محسناً للصوت مجهولاً لى لكننى لا أعرف ابداً أى زر أضغط عليه |
O bana hiç ses olmadığı zaman anlayamadığım... bazı sahneleri açıklar. | Open Subtitles | يقوم بشرح اللقطات التي لا أفهمها حيث لا وجود للصوت |
Birincisi bir ıslığa bile duyarlı olan ses kontrol sistemi. | Open Subtitles | الأول هو نظام حساس للصوت أي شيء فوق مستوى الهمس يطلقه |
Tanrı ses yalıtımlı bodrum için babamı korusun. | Open Subtitles | يبارك الله أبّي من أجل، السرداب العازل للصوت. |
Bunu duyduktan sonra düşündüm ve dedim ki, neden bu bilgisayarlar Sese karşı duyarlı değiller? | TED | وكان ذلك الوقت الذي كنت أتساءل فيه لماذا لا يستجيب الحاسوب للصوت |
Hiç kimse sesinin travmatik boyutunun tam olarak farkında değildir sesi, insana ait öznelliği, derinliği ifade eden göksel, ...yüce bir aracı olarak değil, yabancı bir davetsiz misafir gibi düşünürsek. | Open Subtitles | لم يعي أحد البعد المؤذي الصادم للصوت الإنساني الصوت الإنساني ليس كوسيط متسامي أثيري للتعبير عن أعماق النفسية الإنسانية |
Silah sesi duymadık yani muhtemelen katil susturucu kullanmış. | Open Subtitles | إلاّ أنّنا لمْ نسمع طلقاتٍ ناريّة، لذا هذا يعني على الأرجح أنّ القاتل استخدم كاتماً للصوت. |
Benim olmayan bir sesin rahatlatıcı bir tarafı vardı. | TED | فقد كنت مرتاحاً للصوت الذي لا يخصني والذي كان يخرج من الحاسوب حينها |
Aynı anda hem gerçek okyanusun sesini, hem de bebek telsizinden gelen sahte okyanus sesini dinliyordum. | Open Subtitles | فقط استمع للصوت الصادر من المحيط الحقيقي والصوت المزيف للمحيط من جهاز مراقبة الطفل |