Bazı parlamento üyeleri Çin'e gitmelerinden önce heyetle birlikte olmak istemiş. | Open Subtitles | أحد أعضاء الكونغرس أراد أن يقابل الوفد قبل أن يذهبوا للصين |
Çin'e yolladığınız bu piyonların sizin için değerli olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | هؤلاء البيادق التي ارسلتموها للصين نعلم انهم مهمين بالنسبة لكم |
Çin'in büyümesini devam ettirebilmesi için politik reformların olmazsa olmaz olduğunu düşünüyorum. | TED | وأعتقد بأن الإصلاحات السياسية باتت ضرورية بالنسبة للصين لتتمكن من المحافظة على نموها الإقتصادي. |
Hava alanlarına dağıldık. Brezilya'ya gittik. Çin ve Hindistan'a, Bentonville'e Arkansas'a ve Washington'a ve Sacramento'ya gittik. | TED | ذهبنا للبرازيل ، للصين وللهند، ذهبنا الى بينتونفيل ، أركانساس ، وللعاصمة واشنطن وكلك لـ سكرامنتو. |
Kazı makinası gibidirler.. Çine mi gitmek istiyorsun, seni oraya götürürüm! | Open Subtitles | إنها آلتي حفر إن كنت تريد الذهاب للصين سأخذك إلى هناك |
Altın Kalkan Projesi'ni uygulayan ülkeler var, Çin gibi. | TED | في الدول مثل الصين، لديك الجدار الناري العظيم للصين. |
Antik Çin'in fal yazıtlarından antik Yunan ve Maya takvimine, insanlar gelecekte ne olacağını bulmak için kehanetlerin peşinde koşmuştur. | TED | من عظام الوسيط الروحي للصين القديمة إلى اليونان القديمة وتقويمات المايا، يتشوق الأشخاص إلى التوقعات حتى يكتشفوا ما ينتظرهم مستقبلاً. |
Çin'de GYH'nin yüzde 12'si bunun doğurduğu sağlık sorunlarına ayrılıyor. | TED | 12 بالمئه من الناتج المحلي للصين يتم إنفاقه الآن على الآثار الصحية الناتجة عن هذا. |
Herkes cevabın Hindistan ya da Çin'e gönderilmesi olarak düşündü. | TED | ارسال تلك الأشياء للصين أو الهند كان تفكير الجميع |
Bu Muscatine'deki Çin'in gelecek başkanının 1986'da kaldığı ev, tarım heyetinin bir üyesi olarak. | TED | هذا المنزل في موسكاتاين حيث مكث الرئيس المستقبلي للصين في عام 1986، بصفته عضوًا في وفدٍ زراعي. |
HW: Çin'in, oldukça sesli aldığı eleştiriyi görmek de benim için ilginçti. | TED | هيلين والترز: وما كان مثيراً للاهتمام لي رؤية النقد الذي وُجه للصين علناً. |
Ve İnsanların Binası'nı gördüğünde, bu mimari yapının Çin'in ilerleme gösteren geleceği ile yine Çin'in tarihi kadim bilgeliği arasında uzanan bir köprü olabileceğini anladı. | TED | ومع مبنى الشعب الذي رآه ، رأى فيه الجسر الذي يعبر الهوة ما بين حكمة الصين القديمة والمستقبل المتنامي للصين |
Ayrıca kendimize Danimarka'nın Çin'e uygun kaçacak şekilde neleri gösterebileceğini sorduk. | TED | أيضاً سألنا انفسنا ، ماذا الذي يمكن للدنمارك أن تقدمه للصين بحيث يكون ذا صلة؟ |
Ve Çin devlet sansürü tarafından yapılmış bazı düzeltmelerle panolarımızdan birisi bize iade edildiğinde şaşırdık. | TED | ولدهشتنا عادت احدى مخططاتنا مع تعديلات من الرقابة الحكومية للصين |
Yatak odalarına baktığımızda hangisinin Çin hangisinin ABD olduğunu söylemek zor. | TED | بعد البحث عن غرفة النوم، من الصعب جدا أن نقول إن هذا للصين أو للولايات المتحدة، صحيح؟ |
Daha da önemlisi, Cargill ve bir şirket daha Çin'e giden palmiye yağının yarısını kontrol ediyor. | TED | الأكثر أهمية، هو أن كارغيل وشركة أخرى تشحنان 50 من زيت النخيل الذي يذهب للصين. |
Önceki Albaylar, San Pablo'yu, Çin sularında özel bir görev için tasarladı. | Open Subtitles | الكباتن الذين كانوا قبلي هم من قام بتصميم حصي الرمال لمهمة خاصة في المياه الخلفية للصين |
Yani, Çin yemeği yemek için Çin'e gitmek zorunda kalabilirim. | Open Subtitles | اذا يبدو واني ساذهب للصين من اجل الطعام الصيني |
Önce Amerika, sonra Çin İspanya ve Avustralya. Hepsi orada. | Open Subtitles | أولا لأمريكا ثم للصين وإسبانيا وأفريقيا. |
Tayvan, Çin'e iade edilince bayraklarımızı değiştirmemizi söylediler. | Open Subtitles | عندما عادت تايوان للصين قالوا أننا سنغير الأعلام |
Yabancılar uzak yollardan Çine gelir. | Open Subtitles | الاجانب جاءوا من مكان بعيد للصين |