Yoksa bu babana baskı yapma oyunu çok daha ciddi bir hal alır. | Open Subtitles | ومتى عرفته وإلا وإلا سيكون هذا الاعتقال أكثر من حيلة للضغط على والدك |
baskı ve despotluk yapılmasını değil, motive edilmeyi istiyorlardı. | TED | أرادوا أن يتم تشجيعهم، لا أن يتعرضوا للضغط أو التنمر. |
Evet, basınç duyarlı gösterim işlemde. | TED | حسنا. نقوم بتشغيل هذه الشاشة الحساسة للضغط |
Açmaktan nefret ediyorum, biliyorum basınç altındasın, ama ilk davanı kazanınca evlenmekte anlaşmıştık. | Open Subtitles | أكره أن أثير ذلك الموضوع الآن حيث أنك تتعرض للضغط الكافي لكننا أتفقنا على الزواج حالما تربح قضيتك الأولى |
Böylece, basınca duyarlı gösterim yapabilen bir özellik bulduk. | TED | ولذلك وجدنا ان هذا الاحتكاك هو ميزة بحد ذاته بمعنى يمكن ان نبني شاشة عرض حساسة للضغط. |
baskıya boyun eğmediğim için ana kuzusu mu oluyorum yoksa tam tersi mi? | Open Subtitles | هل أنا مدلل أمي بسبب أني لم أخضع للضغط العكسي منكم |
Bireylerin, grupların ve şirketlerin federal hükümette lobi yapma hakkı İlk Anayasa'da dilekçe verme hakkıyla güvence altına alınmıştır. | Open Subtitles | حق المجموعات الفردية و الشركات للضغط على الحكومة الفدرالية محمي بحق العريضة في التعديل |
Anlamıyorsun. Üstlerimizden baskı gören ben oluyorum. | Open Subtitles | لم تفهم كلامى انا الذى اتعرض للضغط من أعلى |
O zaman 6.000 dolar alırsınız. Üzerinizde bir baskı oluşturmak istemem | Open Subtitles | حينها ستحصل على 6000 دولار أنا لا أود أن أجعل هذه المنحة المالية كوسيلة للضغط عليكم |
Bunu kişisel alma. Bütün bu film yıldızlığı olaylarından dolayı çok baskı altında. | Open Subtitles | لا تأخذ الأمر علي محمل شخصي انه يتعرض للضغط كونه بطل الفيلم و ما شابه |
Anlaşılan, yeterince baskı altında değilim. Başımda yeterince dert yok! | Open Subtitles | من الواضح أني أتعرض للضغط ولا أستطيع التفكير |
Böyle bir aramanın bana yönlendirilmesi sana altında olduğum baskı hakkında bazı fikirler veriyor olmalı. | Open Subtitles | إنَّ واقعة تحويل اتصال كهذا إليّ يجعلك مُدرِكة للضغط الذي قد وقع عليّ |
Bölmesinde basınç giysileri var. | Open Subtitles | نحن نفقد ، غلافنا الجوى هناك بذل للضغط فىالفقاعةالهوائية.. |
Burada su sıcaklığı dört derecenin altına düşer ve basınç yüzeydekinin 400 katına ulaşabilir. | Open Subtitles | درجة حرارة المياه هنا بالأسفل تقل عن 4 درجات مئوية ويمكن للضغط أن يصل .لما يزيد عن 400 مره ضعف ضغط السطح |
Kıç reaktöründeki ana devrede basınç kaybı var. | Open Subtitles | ضياع للضغط في الدائرة الاولية على المفاعل الخلفيّ |
Şimdi, sadece dokunmaya duyarlı değil basınca da duyarlı bir ekran hayal edin. | TED | حسناً. الآن تخيل شاشة ليست فقط حساسة للمس،الان انها حساسة للضغط أيضا |
Buradan sonraki tahta döşeme basınca duyarlı. | Open Subtitles | من هنا وحتى الأمام فإن الأرضيات حساسّة للضغط. الآن، من فضلك انظر إلى هذا. |
O yüzden, baskıya boyun eğmek ve o anlamsız akşam partisine gitmek yerine burada kaldım ve bir sürü beyaz yıkadım. | Open Subtitles | ولذا, بدلاً من الإنحناء للضغط والذهاب لتلك الأمسية عديمة الفائدة لقد جلست هنا و غلست الكثير من الملابس البيضاء |
Birşeyleri değiştirmek, politikacılara lobi yapmak için para. | Open Subtitles | مال لإحداث تغيير، مال للضغط على السياسيّين |
stres altındayken ya da duygusal | TED | وتصبح الأمور أسوء عند التعرض للضغط العصبي |
Ama gördüklerine göre, bombanın basınçlı bomba olduğuna emin. | Open Subtitles | لكن من كل ما رأته , أنها متأكدة بأنها كانت أنفجار لقدر للضغط |
Yazmak biraz stresli bir iştir, eğer ki bu klavye çeşidini kullanıyorsanız seveceğinizi düşünüyorum, biraz dengelidir. | TED | إنها مثيرة للضغط اطبع على لوحة المفاتيح هذه، يمكنك، مثلا، جعلها متوازنة. |
Gerilim yaratmak, acı ve nefret ateşini körüklemek için, en temel insani duyguyu, merhameti kullanmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يسعون للضغط من خلال طبيعة إنسانية أساسية ، الشفقة كوسيلة للفت الانتباه و اشعال نار الكراهية و الحقد |
Sekreterimi benim aleyhime ifade vermeye zorlamak için masum bir iş adamına karşı bir suçlama uydurdu. | Open Subtitles | ضد رجل اعمال بريء للضغط على سكرتيرتي لاعطاء شهادة كاذبة ضدي |
Lempel Ziv de soldan sağanın. Yıllar boyunca sıkıştırma için bu kodları kullandık. | Open Subtitles | وعلى مدى عقود كنا نستخدم هذه الطرق للضغط |
Adam evlat edinilmiş çocukları koz olarak kullanarak ailelerden para koparıyor. | Open Subtitles | إنهُ يبتز الأموال من الأهالي المُتبنيين مستخدمًا أطفالهم المُتبنيين كوسيلة للضغط عليهم |
Beynindeki basıncı azaltmak için sentral venöz kateteri yerleştirdik. | Open Subtitles | اضطررنا لوضع برغي للضغط الوريدي المركزي لتخفيف الضغط عن دماغها |