Herhangi bir miktar ilacın birini komadan çıkarabileceğini düşünmen için bir nedenin yok. Bitkisel hayat. | Open Subtitles | لا يوجد سبب للظن بأن أي كمية مخدرات توقظ رجلاً من غيبوبة |
Herhangi bir miktar ilacın birini komadan çıkarabileceğini düşünmen için bir nedenin yok. | Open Subtitles | لا يوجد سبب للظن بأن أي كمية مخدرات توقظ رجلاً من غيبوبة |
İyi olmadığımı düşündüren nedir? | Open Subtitles | ما الذي يدفعكِ للظن أنّي لستُ على ما يُارم؟ |
Bunu yapacağımı sana düşündüren ne? | Open Subtitles | و ما الذي يدعوك للظن أنني سأفعل |
Her ne kadar, ruhsal açıdan dengesiz olanın Dominique olduğunu düşünseler de kardeşine oranla daha sevimli daha duyarlı, daha normal olan Danielle'in böyle olmasının sebebinin kız kardeşi olduğunu anlayacaklardır. | Open Subtitles | مع أنهم يميلون للظن أن "دومينيك" هي الأكثر اضطرابا فعلا أظنهم سيكتشفون أن "دانييل" اللطيفة المُتجاوِبة جدا, الطبيعية جدا |
Her ne kadar, ruhsal açıdan dengesiz olanın Dominique olduğunu düşünseler de kardeşine oranla daha sevimli daha duyarlı, daha normal olan Danielle'in böyle olmasının sebebinin kız kardeşi olduğunu anlayacaklardır. | Open Subtitles | (مع أنهم يميلون للظن أن "دومينيك" هي الأكثر اضطرابا فعلا ) (أظنهم سيكتشفون أن "دومينيك", اللطيفة جدا) (المُتجاوبة جدا, والطبيعية جدا) |
Geçmişte birinin seni Hayal kırıklığına uğratması onun her zaman suçlu olacağını göstermez. | Open Subtitles | مجرد أن شخص ما كان مخيبا للظن فى الماضى 609 00: 30: 23،126 |
Bu akşam aile toplantımıza bir kişi daha eklenebilir. | Open Subtitles | هناك سبب يدفعني للظن بأن هناك ضيوف على عائلتنا |
Kendini küçük düşüreceğini düşündüren şey nedir? | Open Subtitles | فماذا يدفعك للظن أنك ستذل نفسك ؟ |
Ne kadar çok seçenek varsa, seçiminizle ilgili Hayal kırıklığı yaratan şeyden pişmanlığınız o kadar fazla olur. | TED | كلما أتيحت اختيارات أكثر، كلما يصبح الندم أسهل على أي شيء مخيب للظن في الخيار الذي أخترته. |
Wanda Hayal kırıklığına uğradığını biliyorum ama büyük resimde bunun bir önemi yok. | Open Subtitles | واندا أعلم كم قد يكون ذلك مخيب للظن لكن ذلك لا يعني أي شيء في الصورة الكبيرة |
Bu akşam aile toplantımıza bir kişi daha eklenebilir. | Open Subtitles | هناك سبب يدفعني للظن بأن هناك ضيوف على عائلتنا |