Oğlum Charles'ın kaldığına dair haberi aileye gönderdim ve Fransız Saray'ı için ayrıldığını söylediler. | Open Subtitles | أرسلت بمبعوث للعائله التي يقطن ولدي تشارلز معهم, وقالوا بأنه قد تركهم وذهب للقصر الفرنسي. |
Yine de aileye veda etmek zordur. | Open Subtitles | ما زال انه من الصعب قول وداعا للعائله |
Meraktan soruyorum. Aile dostu mu yoksa doğru yerde, doğru zamanda mı? | Open Subtitles | من باب الفضول, أهو صديق للعائله ام الوقت المناسب بالمكان المناسب ؟ |
Misafirliğe gelen bir Aile dostumuzla. Harika bir kadın. | Open Subtitles | انها فتاه , صديقه للعائله , انها في زياره للمدينه , فتاه رائعه |
Ailenin açtığı dava görevli yargıç tarafından Seul merkez mahkemesinde incelendi ve reddedildi. | Open Subtitles | الدعوه القضائيه للعائله حفظة فى ملف من قبل القاضى فى محكمة سيؤول المركزيه |
Hepimizin bildiği gibi Ailenin biyolojik ve sosyal teşviki özel yansımaya yol gösterir; | Open Subtitles | فكما نعلم جميعا, ان التحفيز الحيوي والإجتماعي للعائله يقود إلى إنعكاسات شخصيه, خارج إحتياجات الحزب |
Bütün ailemiz için güvenlik sağlayabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نؤمن حياه صالحه للعائله |
Yine de aileye veda etmek zordur. | Open Subtitles | ما زال انه من الصعب قول وداعا للعائله |
aileye. | Open Subtitles | الذين تشرفت بالخدمه معهم للعائله |
Yani diyorsun ki ben aileye katkıda bulunmuyorum. | Open Subtitles | تقولين بأنني لا أساهم للعائله |
aileye tekrar hoş geldin. | Open Subtitles | مرحباً بعودتك للعائله |
aileye. | Open Subtitles | كله للعائله .. |
aileye. | Open Subtitles | كله للعائله |
Eski bir Aile dostuna böyle mi davranılır? | Open Subtitles | هل هذه طريقه تعامل بها صديق قديم للعائله ؟ |
Güçlü bir baba ve Aile parası demek, bir sürü beklenti demek. | Open Subtitles | الاب القوى بالاضافه للعائله الغنيه تساوى الاحترام |
Bir Aile dostu tarafından tavsiye edildim ama maalesef, bir kazaya kurban... | Open Subtitles | فقد رشحنى صديق للعائله ولكنه إنتحر لسوء الحظ |
Peki, bugün Aile günü, ve eğer sen bu aileden değilsen, | Open Subtitles | حسنا , هذا اليوم هو للعائله واذا لم تكن من اجل هذه العائله |
Hepimizin bildiği gibi Ailenin biyolojik ve sosyal teşviki özel yansımaya yol gösterir; | Open Subtitles | فكما نعلم جميعا, ان التحفيز الحيوي والإجتماعي للعائله يقود إلى إنعكاسات شخصيه, خارج إحتياجات الحزب |
Çocukların iyiliği için, Ailenin iyiliği için bir karar aldı ve bende buna güvendim. | Open Subtitles | وقد اتخذت قرارات بشأن أشياء مثل الهواتف , لمصلحة الأطفال و للعائله اثق بذلك |
Ailenin çok eğlendiği bir anı yakalamışsınız, bu da çok seyrek oluyor. | Open Subtitles | لقد إلتقطي صورة لمتعه حقيقيه للعائله وهذا نادر نوعاً ما |
Ailenin yüz karasıydı ama aynı anda beyaz bir koyundu. | Open Subtitles | ولكنه كان خروفاً اسود للعائله ونفس هالوقت ابيض هل هذا يعني اي شيء لكم ؟ |
ailemiz için çok büyük bir gün. Gurur duyuyor olmalısın. | Open Subtitles | يا لهُ مِن يومِ كبير للعائله لابُدَّ وأنك فخورٌ- |
Bu sadece bizim ailemiz için değil. | Open Subtitles | انه ليس للعائله فقط |