Ancak misafirperverliğinin tadını çıkaran yüzlerce önemli isimden biri bile cenazeye katılmadı. | Open Subtitles | ولكن لم يحضر أي أحد من مئات المتلألأين الذين حضروا حفلاته جاءوا للعزاء |
Winston, cenazeye gidemem. | Open Subtitles | وينستون" انا فقط لا اقدر" ان اذهب للعزاء ، حسنا ؟ |
Önce baş sağIığına gitmek sorun olmazsa. | Open Subtitles | إذا لم تمانعي أن نذهب للعزاء أولاً |
Ve cenazevini boylarsın. | Open Subtitles | وتذهب للعزاء.. |
Ve cenazevini boylarsın. | Open Subtitles | وتذهب للعزاء.. |
Fazlı Bey, caminin sadece yas tutma mekanı olduğunu kim söyledi. | Open Subtitles | سيد فاضلي من يقول أن المسجد مكان فقط للعزاء |
İlk karşılaştığımız anda bile, sana güvenebileceğimi hissettiğim, tavsiye veya teselli gerektiğinde bulabileceğim kişi sendin.. | Open Subtitles | منذ أول وهلة ألتقينا فيها أحسست أنني أستطيع أن أثق بك أعلم أنني ألجأ إليك لأخذ بالنصيحة و أيضا للعزاء |
Yani cenazeye gitmeyecek gibiyim. | Open Subtitles | لذلك لا اعتقد انني سوف اذهب للعزاء |
Daha sonra onlar için yas tutacak zaman da gelecek. | Open Subtitles | وسوف يكون هنالك وقت اخر للعزاء عليهم |
Daha sonra onlar için yas tutacak zaman da gelecek. | Open Subtitles | وسوف يكون هنالك وقت اخر للعزاء عليهم |
İnsanlar diğer taraftaki biriyle bağlantı kurmak için bana gelmiyorlar. teselli bulmak için bana gelirler ve ben de bunu yaparım. | Open Subtitles | الناس لا تأتي إلي لأنها تريد تواصلاً مع شخص من الجانب الآخر , إنها تأتي للعزاء الذي أقدمه لهم |
Şansı yaver gitmeyince teselli bulmak için Nicole'a döndü. | Open Subtitles | لكن حين نفذ منه الحظ عاد إلى (نيكول) طلباً للعزاء |