Gerçek hayatta, ilaç ve tedaviyle ilgili araştırmalar insanlar üzerinde yapılmaz. | TED | في الحياة العملية، البحوث الأولية للعقاقير الجديدة لاتنطبق على البشر. |
O zamandan beri ilaca dirençli bakteriler ortaya çıkmaya devam etti, biz de bu yeni bakterilerle savaşmak için sürekli yeni ilaç geliştirmek zorunda kaldık. | TED | ومنذ ذلك الحين، بدأت البكتيريا المقاومة للعقاقير بالظهور. ولذا فقد اضطررنا بشكل دوري إلى تطوير أنواع جديدة من العقاقير لمحاربة تلك الأنواع الجديدة من البكتيريا. |
Uluslararası İlaç Hesabıyla birlikte çalışan ajansımız yılda 100 milyondan fazla kazanıyor. | Open Subtitles | إن وكالتنا ، ذات الحساب الدولى للعقاقير تحقق أكثر من مئة مليون سنوياً |
Antiretrovial ilaçlara erişimi var. | TED | ويمكنه الوصول للعقاقير المضادة للفيروسات العكوسة. |
bu durum ilaçlara dirençli ölümcül bir sıtmanın doğuşuyla sonuçlandı. | TED | لذا كانت النتيجة عودة فتاكة للملاريا المقاومة للعقاقير. |
İlaçlardan etkilenmez. | Open Subtitles | لا يمكن للعقاقير علاجه |
İlaçlardan etkilenmez. | Open Subtitles | لا يمكن للعقاقير علاجه |
Ve diğer ilaç... testosteron ya da genel olarak steroidler. | Open Subtitles | ..وبالنسبة للعقاقير الأخرى هل التيستوستيرون فقط أم السترويد عموماً |
80.000 kişi hastanelerdeki diğer enfeksiyonlar yüzünden, ve şok edici olan, 106.000 kişi ters ilaç tepkimesi sonucu ölüyor. | Open Subtitles | 80.000 من الوفيّات الناجمة عن العدوى في المشافي 106.000 تحدث بسبب الآثار الجانبيّة الشديدة للعقاقير |
Tekrardan ilaç kullanmaya başlamak istiyorsan, senin seçimin. | Open Subtitles | إنّه خياركَ إذا أردتَ العودة للعقاقير |
2005 yılında performans arttırıcı ilaç aldığını reddettiği röportaj ile 2013 yılında aldığını itiraf ettiği röportajı karşılaştırınca, şahıs zamiri kullanımı neredeyse 3/4' ü kadar artmıştır. | TED | حينما نقارن المقابلة في عام 2005 والذي أنكر فيها تعاطيه للعقاقير المنشطة بمقابلته في 2013 والتي اعترف فيها قد زاد من استخدامه للضمائر الشخصية ما يقارب 3/4 |
O zaman ilaç tedavisine ihtiyacı kalmaz. | Open Subtitles | عندها لن يحتاج للعقاقير |
İlaçlara erişimi olan doktorlardan değil. | Open Subtitles | ليس من الدكاترة الذي لديهم أحقية للوصول للعقاقير |
İlaçlara kolayca ulaşabiliyordum ve bunu kötüye kullandım. | Open Subtitles | كنتُ أملك صلاحيّة الوصول للعقاقير و قد استغللتُ ذلك |