"للغاية إنه" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Çok

Belirsizlik Çok kötü bir şeydir. Evrimsel olarak kötüdür. Eğer onun yırtıcı bir hayvan olup olmadığından emin değilseniz, Çok geç.
الآن، الشك شيء سيء للغاية. إنه من الناحية التطورية هو أمر سيئ. إذا كنت غير متأكد أن ذلك مفترس، سيكون الأمر متأخرا جدا.

Çok şişman olduğunun farkına vardı. Şimdi de köpek gibi yeri kazmaya başladı.
والآن يدرك أنه بدين للغاية إنه يحفر حفرة كالكلب

İşte Bir Politikacı - Çok Yağlı, Dantelle Örtülü Sunulur - Bir Dene?
تفضل , فطيرة رجل سياسة زيتي للغاية , إنه يُقدم مع منديل المائدة , أتريد واحدة منه ؟

Ozaman sen Çok kötü kokmuştun, ve onlar seni bu evden kalıcı olarak uzaklaştırmak için evi taşıdılar.
ذلك الوقت أرعبك بشكل سيء للغاية إنه أدي بك إلى انهيار وبالنسبة لهم قاموا بأخذك بعيداً عن المنزل بشكل دائم

Çok önemliymiş. Birinci hatta bekliyor.
يقول إن الأمر هام للغاية إنه ينتظر على الخط رقم واحد

Yulaf bu. Çok nefistir. Bizim için biftek ve et suyu gibidir.
إنه الشوفان ـ لذيد للغاية إنه كاللحم و المَرق بالنسبة لنا

Çok zevkli bu ya. Delirmiş bir cüce gibi.
هذا لذيذ للغاية إنه يشبه الأقزام العقلية

Ne? - Çok komik. Hiç tipin değil oysa.
هذا مضحك للغاية , إنه ليس النوع المفضل لك

İşe gitmem gerekiyor. Çok özür dilerim. Polis aciliyeti gerektiren bir şey.
يجب أن أذهب للعمل، آسف للغاية إنه حالة طوارئ للشرطة

Üzgünüm çocuklar. Sadece Çok korktu.
أنا آسف للغاية إنه فقط خائف للغاية

- Gerçekten olağan dışı. - Sahi Çok iyi.
إنه مميز للغاية إنه جيد جدا فعلا

Çok beceriksizdir Spike bu, Riley.
انه غير كفء للغاية إنه سبايك يا رايلي

Bu Çok zalimce! En azından koyun postuna bürünmüş kurt gibi.
هذا فظ للغاية إنه كذئب في ملابس خراف

Burası Çok karanlık.
إنه مظلم للغاية إنه مظلم دائما

Eğer gerçekten James Knox ise psikolojik olarak Çok zor durumdadır.
(لوكانهو حقاً(جيمسنوكس ، إنه بموضع صعب للغاية , إنه بنزاع نفسي.

Çok kötü bir kadın, seni öldürmeye geliyor.
إمرأة سيئة للغاية إنه قادم ليقتلك.

Çok basit, aynı zamanda zarif.
و إنه بسيط للغاية, إنه... إنه يكاد أن يكون أنيقاً.

Burası Çok kötü, Çok. Hoş bir yerde.
إنه سـيء للغاية إنه مكان لطيف

Umurumda. Çok umursuyorum. O benim oğlum.
إني أبالي للغاية إنه إبني