Fakat sana Çok basit bir soru soruyorum ve bana doğru cevabı veremiyorsun. | Open Subtitles | لكنى أسألك سؤال بسيط للغايه و أنت لا تستطيع أن تعطينى إجابة صحيحة |
Çoğu kişinin ölmesi bir hafta sürer. Çok acı vericidir. | Open Subtitles | معظم الناس بعدها يأخذون اسبوع حتى الموت انها مؤلمه للغايه |
Çoğu kişinin ölmesi bir hafta sürer. Çok acı vericidir. | Open Subtitles | معظم الناس بعدها يأخذون اسبوع حتى الموت انها مؤلمه للغايه |
Lütfen iyice düşünerek izleyin zira bazı sahneler gerçekten rahatsız edici. | Open Subtitles | يرجى العلم أن بعض ما انتم على وشك رؤيته مزعج للغايه |
Bu oldukça gülünç. Hemen terk etmeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | هذا شئ سخيف للغايه أفضل شئ هو المغادره فورا |
Sizden grup masaları oturma düzenini Çok iyi öğrenmenizi istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان نكون لطيفين للغايه مع مخطط جدول تعيين المجموعات |
Haftada bir kere bu çocuklarla çalışırsın. Bu konuda Çok heyecanlılar. | Open Subtitles | سوف تعمل مع هؤلاء الاولاد لمده اسبوع سوف يصبحون مثيرون للغايه |
Hayır. Ama Çok mantıklı olmuş. Daha önce onu canlandırmıştım. | Open Subtitles | كلا, لكن هذا منطقي للغايه لقد لعبت دوره من قبل |
O kısım Çok şaşırtıcıydı ama babamı çıkarmama yardım etmenden bahsediyordum. | Open Subtitles | هذا الجزء كان مفاجيء للغايه, لكني أتحدث عن كيفية مساعدتك لأبي |
Biliyorsun, çoğu masrafları kıstık, hatta Çok değerli bir binanın en üst katındayız. | Open Subtitles | تعلم, الكثير من نفقاتنا مربوطة بحقيقة أننا في الطابق العلوي لبناية مكلفة للغايه |
O kadar da kötü değil bence. Çok da iyi değil gerçi, ha? | Open Subtitles | حسنا, لا ارى الامر سيئا للغايه وليست تلك العظيمه كذلك , اليس كذلك؟ |
Eğer bu ev bizim olsaydı, onu Çok hoş yapardık. | Open Subtitles | اذا كنا نملك هذا المنزل لكنا جعلناه يبدو جميلاً للغايه |
Biz gerçek bir demokraside vatandaşların katkılarının Çok değerli olduğuna inanmaktayız. | Open Subtitles | في ديمقراطيه حقيقيه ونحن نؤمن بأن مساهمة مواطيننا هي قيمة للغايه |
Sizinle karşılaştığım için Çok mutluyum çünkü sizinle konuşmak istiyordum... | Open Subtitles | أنا سعيده للغايه اني التقيتكم بالمصادفه لانني اردت ان احدثك |
Dr Jonathan, dur lütfen bu Çok riskli projede bazı hatalar var sizi temin ederim biz hertürlü önlemimizi aldık. | Open Subtitles | لا من فضلك يا صاح , الأمر خطر للغايه تصميمي تضاعف يمكنني ان اؤكد لك اننا متخذين كل الاحتياطات اللازمه |
Gece yarılarına kadar, böyle olayların içinden geçmek... gerçekten yakınlaştırıyor. | Open Subtitles | الكثير من الليالى المتأخره, ,مثل هذه الأمور كنا مقربين للغايه. |
Eğer öyle olduğunu düşünseydim gerçekten Çok mutlu olurdum! | Open Subtitles | سأكون فى غايه السعاده لو كان هذا لى . سعيد للغايه بالفعل |
Sanırım gençken oldukça yakışıklı biriydi, | Open Subtitles | فكرت فى أنه عندما كان صغيرا لابد أنه كان وسيما للغايه |
Asla senin gibi bir hemşire olamazdım. fazla duygusalım ben. | Open Subtitles | لا يمكنني أبداً أن أكون ممرضه مثلكِ سأكون إنفعاليه للغايه |
Performans testler son derece yüksek bir IQ'sunun olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | اختبارات أدائه تشير الى أنه لديه مستوى ذكاء عالى للغايه |
O kadar sinir bozucusun ki, karını çıldırtıyor olmalısın... Evli misin? | Open Subtitles | أنت مضجر للغايه, يجب إنك تدفع زوجتك للجنون, هل أنت متزوج؟ |
- Hayır, gayet ihtimalsizlik dahilinde. - Dinle. Buna vaktim yok. | Open Subtitles | لا, غير محتمل للغايه - إستمعى, ليس لدى الوقت لهذا - |
- Dün geceki poker oyunu. - Olay bayağı ciddileşti. | Open Subtitles | لذا ، لعبة القمار الليلة الماضية كانت متوتره للغايه |
Onun iyi derecede sağlıklı olan oğlu, aniden hastalanıyor ve solunum cihazına bağlanıyor. | Open Subtitles | ابنها كان بصحه جيده للغايه انهار فجأه وهو الآن على جهاز تنفس صناعى |
Kendisi inanılmaz güzel, eğlenceli umursamaz, akıllı, süprizlerle dolu biri. | Open Subtitles | إنها جميلة للغايه, مرحه سعيدة و ذكية و مليئة بالمفاجئات |
bu kadar dürüst ve açık sözlü bir kadına rastlamak bir nimet. | Open Subtitles | لا لا إنها متعه رائعة للغايه حين تقابل . أمراءة امينة ومباشرة |