Ama ben daha iyi bir dünya için savaşmaya hazırım. | Open Subtitles | لكن أنا عن نفسي مستعد للقتال من أجل عالم أفضل |
Ama burada sahiplenecek topraklar vardι... tabii uğrunda savaşmaya hazιrsan. | Open Subtitles | ولكن في النهاية هنا ارض تهتمين بها وتدافعي عنها حتى لو اضطررت للقتال من اجلها |
İyi insanlar doğru olan şey için savaşmak için bir araya geldiler. | Open Subtitles | عندما الرجال جيدة تجمعوا معا للقتال من أجل ما كان على حق. |
Kurumdan kuruma giderek reform için savaşmak yerine, Anayasallaşmaya gitme zamanı. | TED | بدلاً من الذهاب من مؤسسة إلى مؤسسة، للقتال من أجل الإصلاح، حان وقت لجوئنا للدستور. |
Ama hayır, her zaman kanunların herkes için... olduğu ideali için savaşan bir enayi vardır. | Open Subtitles | لكن لا، هناك دائماً أحمق ما مستعد للقتال من أجل فكرة أنّ القانون وُجد من أجل الجميع |
Ama sonra iyice düşündüğümde uğruna savaşılacak bir şeyim olmayınca uğruna savaşılacak biri benim için hiçbir şeyin bir anlamı kalmadı. | Open Subtitles | ولكن عندما افكر حقا حول هذا الموضوع لاشيئ يدعو للقتال من اجله شخص ما اقاتل من اجله |
Bazen barış için savaşmaya, istekli olmalısınız... ve bazende ölmeye. | Open Subtitles | أحياناً يجب على المرء أن يكون مستعداً للقتال من أجل السلام وأحياناً الموت |
Beyazların para için savaşmaya geleceğini duyduk. | Open Subtitles | سمعنا عن أصحاب البشرة البيضاء الذين جاؤوا للقتال من أجل المال |
- Hayır ama kızım için savaşmaya hazırım. | Open Subtitles | لا، ولكن أنا على استعداد للقتال من أجل ابنتي |
Ve ülkeleri için savaşmaya gittiler. | TED | وذهبوا للقتال من أجل هذه البلد. |
Adaletin tesis edilmesi ile ilgili üçüncü problem: kitaplarda yer alan, makul hukuk kuralları için savaşmaya niyetli insanların veya hukukçuların olmaması. | TED | والمشكلة الثالثة مع تحقيق العدالة هي أنه حتى مع القوانين الجيدة الموجودة في الكتب، ليس هناك أشخاص أو محامين مستعدين للقتال من أجل هذه القوانين. |
- İnsanlık için elimden geldiğince savaşmak için. | Open Subtitles | للقتال من أجل الإنسانيةِ بأى طريقه يمكننى بها |
Bu genç adam Vietnam'a gidiyor ülkesi adına savaşmak için. | Open Subtitles | إذاَ... ذهب هذا الشاب إلى فيتنام للقتال من أجل وطنه |
Bunun için hayatım boyunca savaşmak zorunda kaldım, baba. | Open Subtitles | أنا.. اضطريت للقتال من اجل هذا طوال حياتي يا ابي |
Bu da onlara savaşmak, uğrunda ölmek için bir sebep sundu. | Open Subtitles | أعطتهم شيئاً للقتال من أجله للموت من أجله |
- Frenkler için savaşmak istemiyorlar. | Open Subtitles | انهم لا يريدون للقتال من أجل الفرنجة. كم؟ |
Ama hayır, her zaman kanunların herkes için... olduğu ideali için savaşan bir enayi vardır. | Open Subtitles | لكن لا، هناك دائماً أحمق ما مستعد للقتال من أجل فكرة أنّ القانون وُجد من أجل الجميع |
Neyin doğru olduğunu anlayan ve onun savaşan insanların olduğunu bilmek çok güzel. | Open Subtitles | و من الجيد أن أعرف أن هناك أشخاص يفهمون ما هو صحيح و مستعدون للقتال من أجل ذلك |
Kara Cuma'da Xboxları isteyenlerin tarafına mı yoksa PS4ler için savaşan bize mi katılacaksınız? | Open Subtitles | XBOXES هل انت مع جانب الذي يريد، أو سوف تنضم إلينا في يوم الجمعة الأسود PS4s للقتال من أجل؟ |
Ama sonra iyice düşündüğümde uğruna savaşılacak bir şeyim olmayınca uğruna savaşılacak biri benim için hiçbir şeyin bir anlamı kalmadı. | Open Subtitles | ولكن عندما اعتقدت حقا حول هذا الموضوع، لا وجود شيء للقتال من أجل... شخص للقتال من أجل... |