Ama daha önemlisi, Afrika kökenli bütün öğrencilerin birliği, Afrika'ya güç, onur ve bağlılık sağlayan sürekli bir kaynak. | TED | و لكن الأهم من ذلك , الهيكل الطلابي الإقريقي بأجمعه هو مصدر متواصل للقوة , الفخر و الإلتزام بإفريقيا |
Karanlık tarafı seçtin, öfkeni ve güç arzunu beslemesine izin verdin. | Open Subtitles | لقد اخترت الجانب المظلم و سمحت لان تغذي غضبك ورغبتك للقوة |
Bilgi ve zeka güçtür. Bu güç ne kadar uzağa dağılırsa o derece merkezden uzaklaşır ve yayılır- ki buna dünyanın her yerinde tanıklık ediyoruz. | TED | المعرفة والذكاء قوة، و بما أنها أصبحت موزعة أكثر، هناك توزيع مصاحب و لامركزية و انقسام للقوة الموجودة في العالم اليوم. |
Dünyanın en büyük beyinlerinin yönettiği, gücün dört temel taşı. | Open Subtitles | الأربعة من أحجار الزاوية للقوة يرأسها أعظم عقول فى العالم |
suyun birikmesine neden oldular çünkü elektrik ve hidroelektrik güce ihtiyaçları vardı. | TED | و قامو بتجميع المياه لاحتياجهم للقوة الكهربية الهيدروكهربية. |
Birbirlerine hakaret edip taşlar fırlatıyorlar, adeta güç gösterisi yapıyorlardı. | TED | تبادل الاثنان الشتائم وألقيا الحجارة على بعضهما البعض في استعراضِِ دراماتيكيِِِ للقوة. |
Bunlarla ilgili ilginç olan şey ise yeni gücün değerlerinin ve bu yeni güç modellerinin organizasyonlar için ne ifade ettiği konusudur. | TED | لذلك ما يهم في هذه القيم للقوة الحديثة ونماذج القوة الحديثة هو ما يعنيان للمنظمات. |
Über inanılmaz, ölçeklendirilme yeteneği yüksek bir yeni güç modeli | TED | أوبر نموذج للقوة الحديثة، مدهش ذو تدرجية عالية. |
Ancak bizim hikayelerimizde, bu sert güç ve esneklik karşıtlığından çok daha fazlası var. | TED | على أي حال، فإن قصصنا أكثر بكثير من هذا الإنقسام الجامد للقوة والمرونة. |
Polis aşırı güç kullanımı üzerinden zaman ve siyah canları çalmayı durdurabilir. | TED | بإمكان الشرطة أن توقف سرقة الوقت وسرقة حياة السود الّذان ينتجان عن الإستعمال المفرط للقوة. |
Hiçbir şey kımıldamayınca güç alanının üst kısmındaki iki büyük bavulu atmaya karar verdim. | TED | عندما لم تتحرك، استغليت وجود الحقيبتين الكبيرتين الموضوعتين في أعلى مجال للقوة ودفعتهما. |
Ama kısa bir süre için Flavian İmparatorları savaş ve su akışlarını görkemli bir güç gösterisinde kontrol ettiler. | TED | ولكن لزمنٍ مختصر، سيطر أباطرة فلافيان على أمواج الحرب والماء من خلال عرضٍ رائع للقوة. |
Diyelim ki bu faktörler, polislerin birçok siyahi insana güç kullanacağını öngördü. | TED | فلنقل مثلًا أن تلك العوامل تتنبأ بتطبيق الشرطة للقوة على عدد معين من السود. |
2015'te Minneapolis polis departmanları yerel topluluklarının çok sık güç kullandığından endişe duyduğunu bildirdi. | TED | في عام 2015، صرح لنا قسم شرطة منيابولس بأن ساكنة المنطقة أعربت عن قلقها حيال استعمالهم للقوة بشكل متكرر. |
Bu yüzden vatandaşlık bilgisini gücün öğrenimi olarak yeni bir şekilde ele almamız hayati bir önem taşımaktadır. | TED | لذلك فإنه من المهم جدا في زمننا الآن أن نعيد تصور التربية المدنية على أساس أنها تعليم للقوة. |
Çift evlerine uçtular. Onları kurtaran gizemli güce minnettardılar ve kısa bir süre sonra Bai Su Zhen, oğulları Xu Shi Lin'i dünyaya getirdi. | TED | عاد الزوجان إلى المنزل، ممتنين للقوة العجيبة التي أنقذتهما. وبعد ذلك بقليل، ولدت ياي سو زين ابنهما زو شي لين. |
Ve asla korkutucu güce sunmayacaklar onu. | Open Subtitles | سيتم قراءة الأشعار، لا التراتيل و أبداً لن نذعن للقوة المرعبة |
güçlü bir takıma ihtiyacınız yok. Takım ruhuna ihtiyacınız var. | Open Subtitles | نحن لا نحتاج للقوة لتكوين فريق وانما نحتاج لروح الفريق |
Baskı gücü olarak hukuk hepimizi koruması açısından çok önemli. | TED | إن القانون كنقطة للقوة مهم في حمايتنا جميعاً. |
Özel kuvvet Eğitim Programı'na hoş geldiniz. | Open Subtitles | مرحباً بكم في برنامج الإنتقاء للقوة البحريّة الخاصة, لفريق الإستطلاع المُشترك. |
Ancak iletişimin, dönüştürücü ve bağlayıcı gücünü kendimiz oluşturduğumuz zaman, önyargının ve ötekileştirmenin üstesinden gelebiliriz. | TED | فهذا في الحقيقة ليس إلا تعريض أنفسنا للقوة الانتقالية لهذه التجربة التي من خلالها يمكن التغلب على التحيز والإقصاء. |
aslen ,teknoloji ilerledikçe insan gücüne olan ihtiyaç giderek azalmaya devam edecek. | Open Subtitles | حتىالتشغيلالآليالكامللمصانعالسيارات، والحقيقة هي، كلما نمت النكنولوجيا تضاءلت بإستمرار الحاجة للقوة العاملةِ البشرية. |
Pilotlar bilindik yerçekimi Kuvvetlerine karşı bağışık durumdalar. Tamamen anlayamadığımız... | Open Subtitles | الطيارون محصنون للقوة الاعتيادية نحن لا نفهم بالكامل |