Seni tüm gece burada bırakabilirim ama sonra evrak işlerini benim yapmam gerekecek. | Open Subtitles | حسناً، يُمكن أن أتركك تبقى حتى الصباح، لكنّي سأضطرّ حينها للقيام بالعمل الورقي. |
Yoksa yıllardır kirli işlerini yaparken para kazandıkları borç mu? | Open Subtitles | أم هل تقصدين ديني تجاه البنك الذي أمضى سنوات يضغط عليّ للقيام بالعمل القذر نيابة عنهم، |
Ama onun asla kirli işleri yapacak cesareti olmadı. | Open Subtitles | "لكنها لم تكن شجاعة للقيام بالعمل القذر" |
Hisarı nasıl onaracağını bilmiyordun bu işi yapması için ağzına kadar köle dolu gemiyi yakalamam için beni ayarttın. | Open Subtitles | لم تستطع إيجاد طريقة لصيانة الحصن، لذا أغريتني لأمسك سفينة مملوءة بالعبيد للقيام بالعمل |
Bence genelde, yaptığımız işi yapmak için maddi ödüllerin oldukça kötü bir sebep olduğunu düşünüyoruz. | TED | و بشكل عام ، أعتقد اننا نظن أن العوائد المادية سبب سخيف للقيام بالعمل الذي نعمله . |
Bana da işlerini yürüttüğüm için altı peni verir. | Open Subtitles | مرة أعطتني نصف شلن للقيام بالعمل من أجلها. |
Beni daima pis işlerini yaptırmak için kullanıyorsun. | Open Subtitles | انت تستغلينى للقيام بالعمل القذر الذى تفعلينه دائماً |
Hisarı nasıl onaracağını bilmiyordun bu işi yapması için ağzına kadar köle dolu gemiyi yakalamam için beni ayarttın. | Open Subtitles | لم تستطع إيجاد طريقة لصيانة الحصن، لذا أغريتني لأمسك سفينة مملوءة بالعبيد للقيام بالعمل |
Ve senin arkadaşın Bryce'a karşı kullanılan koz sonucunda sadece bu işi yapması için anlaşıldı | Open Subtitles | وصديقك " برايس " كان المجبور الوحيد للقيام بالعمل |