Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيءُ للقَلْق حول الأمر. أنا فقط لا أَئتمنُ هؤلاء الشرطة |
Hiçbir ilerlemem yok, ve Endişelenecek bir şeyim de yok. | Open Subtitles | أنا عِنْدي لا شيءُ يَستمرُّ، وأنا عِنْدي لا شيءُ للقَلْق حول. |
Aramızda kalsın, Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | بينك وبيني، عِنْدَكَ حَصلَ على لا شيءِ للقَلْق حول. |
Tatlım, Endişelenecek bir şeyin yok. | Open Subtitles | أوه، عسل، عِنْدَكَ لا شيء للقَلْق حول. |
Sanki Endişelenecek yeterince şey yokmuş gibi. | Open Subtitles | لأن ليس هناك كافي للقَلْق حول. |
Endişelenecek bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | لَيْسَ لَنا شيء للقَلْق حول. |
Endişelenecek bir şey yokmuş. | Open Subtitles | هناك لا شيء للقَلْق حول. |
Endişelenecek birşey yok. | Open Subtitles | Nothin ' للقَلْق حول. |