Eğer başarısız olursak en sevdiğiniz yerler kapkara yandığında oyun oynamaya nereye gideceksiniz? | TED | إذا لم نكن ناجحين أين ستذهبون لللعب عندما تحترق أماكنكم المفضلة؟ |
Bunları görebilirsiniz zaten. Topluca oyun oynamaya başlarken grupların kendi oyun sinyallerini paylaşarak bir kendini güvende hissi edinmelerinin gerçekten çok önemli olduğunu düşünüyorum. | TED | تعلمون، يمكنكم القول -- وأعتقد أننا حينما نصل لللعب الجماعي، إنه أمر مهم حقا للمجموعات أن يشعروا بالأمان حين يتبادلوا إشارات اللعب الخاصة بهه. |
oynamaya geldin, öyle mi ağabey? | Open Subtitles | تعال لللعب ايها الأخ الأكبر، ثم |
Artık kimse oynamaya gelmiyor. | Open Subtitles | لم يعد يأتي احد لللعب هنا |
zorlayıcılığı artan bir dünyaya başarılı bir şekilde uyum sağlayabilmek için oyuna ihtiyacımız var. | TED | التي نملكها اليوم لكي نغير العالم نحن نحتاج اليوم لللعب |
Ve bu video gerçekten ilginç, Çünkü gösteriyor ki -- Bu video gerçekten ilginç, çünkü oyuna alışık olmayan şeyler getirme yaratıcılığını gösteriyor, testisler gibi --- ve aynı zamanda oyunun nasıl güven gerektirdiği ve onu artırdığını gösteriyor müthiş eğlenceli olmasının yanında. | TED | وهذا المشهد مثير للاهتمام حقاً لانه يظهر قلت ان هذا المشهد مثير لانه يظهر مبادرة استخدام العناصر الاساسية المتوفرة كوسائل لللعب ك " الخصيتين " مثلاً وكيف ان اللعب يتطلب الثقة من الطرفين ثقة عمياء .. حيث يولد اللعب متعة لا مثيل لها |
Artık oynamaya hazırım. | Open Subtitles | أنا جاهز لللعب الآن |
oynamaya ne oldu? | Open Subtitles | ما الذى حدث لللعب فى الحقل |
Bu Genç Thundering Herd oynamaya hazır görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن فريق (مارشال) الصغير مستعد لللعب |
oynamaya gidebilirsin artık. | Open Subtitles | يمكنك الذهاب لللعب |
Parıldamaya hazır, oynamaya vakit yok, iyi hissediyorum | Open Subtitles | مستعدة للإشراق لا وقت لللعب |