Biri koleksiyonu, diğeri takas üçüncüsü de arkadaşlarıyla içmek için. | Open Subtitles | واحدة ليحتفظ بها، وواحدة للمبادلة وواحدة ليشربها مع الأصدقاء |
Biri koleksiyon, diğeri takas, öbürü de arkadaşlarımla içmek için. | Open Subtitles | واحد للاحتفاظ بها، وواحدة للمبادلة وواحدة لأشربها مع الأصدقاء |
takas yapmak istiyorum. Bize oldukça kolay ulaşabileceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا على إستعداد للمبادلة أتخيل أنك ستجدنا بسهولة |
Anahtarlar bende ve takasa hazırım. | Open Subtitles | أنا مستعد للمبادلة المفاتيح بحوزتي |
Genthru ile adamları bir plan yaparak Tsezgerra'nın ekibi ile takasa hazırlanırlar. | Open Subtitles | "جينثروا) ورجاله لديهم خطّة)، ويتحضّرون للمبادلة مع فريق (تزجيرا)" |
Onları Çin'de Ticaret yapma maksadıyla yanıma almıştım. | Open Subtitles | حقاً , لقد كانت للمبادلة في الصين |
takas için düzenlemeleri yaptım. | Open Subtitles | لقد قمت ببعض الترتيبات للمبادلة |
takas edecek neyiniz var? | Open Subtitles | حسناً, ما الذي تملكينــُه للمبادلة |
Sen de birini kaçırıp takas etmek istedin. | Open Subtitles | ثم حاولت خطف أحدهم للمبادلة |
Buraya takas için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا للمبادلة. |
Elimde takas edecek bir şey yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيء للمبادلة |
Bugün iyi günümdeyim. takas için bile. | Open Subtitles | حتى للمبادلة |