Bunun çılgınca geldiğini biliyorum ama her gün sırf seni görmek adına bu koğuşa gelmek için bahaneler uyduruyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا يبدو جنوناً لكنني أختلق الأعذار للمجيء إلى الردهة كل يوم فقط لأراك |
Almanya'ya gelmek için garip bir zaman seçmişsiniz. | Open Subtitles | لقد اخترت وقتاً غير اعتيادي للمجيء إلى ألمانيا |
İşimden istifa ettim, buraya gelmek için her şeyi geride bıraktım. | Open Subtitles | استقليت من عملي وتركت كل شيء للمجيء إلى هنا |
Florida'ya gelmek için 3 saat uçak yolculuğu yaptık, Tanrının bekleme odası, kim bilir ne... | Open Subtitles | جلسنا للتو على طائرة لمدة 3 ساعات (للمجيء إلى (فلوريدا |
Florida'ya gelmek için 3 saat uçak yolculuğu yaptık, Tanrının bekleme odası, kim bilir ne... | Open Subtitles | جلسنا للتو على طائرة لمدة 3 ساعات (للمجيء إلى (فلوريدا |
Dışarıda öyle harika bir yer varsa, buraya gelmek için tüm bu telaşınız niye? | Open Subtitles | إذا كان الخارج مكان رائع جداً، لماذا تصرخون جميعاً للمجيء إلى هنا؟ |
Buraya gelmek için çok bekledim. | Open Subtitles | انتظرتُ وقتاً طويلاً للمجيء إلى هنا |
Maçına gelmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الإنتظار للمجيء إلى مباراتك |
Buraya gelmek için onu kullanmazlar. | Open Subtitles | أنهم لن يستخدموه للمجيء إلى هنا. |