ويكيبيديا

    "للمطار" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • havaalanına
        
    • havalimanına
        
    • hava alanına
        
    • havalanına
        
    • havaalanından
        
    • Havaalanı
        
    • havaalanında
        
    • Havaalanina
        
    O sırada stada ve sonra da havaalanına gitmiş olabilir. Open Subtitles كان بإمكانه الذهاب للملعب و العودة للمطار في هذه الفترة
    Herkese teşekkür ettim, onlardan özür diledim ve otobüse binip direk havaalanına gittim. Open Subtitles شكرت الجميع و إعتذرت و بعد ذلك ركبت الحافله و ذهبت مباشرة للمطار
    Güvenlik kameralarına göre havaalanına girmiş, ama uçuş bilgilerine göre uçağa binmemiş. Open Subtitles تظهر لقطات الأمن دخوله للمطار لكن السجل لايظهر صعوده على متن الطائرة
    Evet. Doğruca havalimanına gidin ve birkaç yolcu iptal için bekleyin. Open Subtitles هذا صحيح ، فقط اذهب للمطار وانتظر المسافرين الذين يخلفون ميعادهم
    Ama hava alanına gidip de o uçağa bindiğinizde ve uçağı uzaklaşırken gördüğümde gittiğinizi düşünmüştüm. Open Subtitles لكن حيث ذهبت للمطار ودخلت الطائرة حين رأيت تلك الطائرة تحلق
    Ama zaman çizgisine uymuyor. Güvenlik kameralarına göre 23:10'da havaalanına girmiş. Open Subtitles ولكن هذا لا يتناسب الجدول الزمني الكاميرات الأمنية تبين دخوله للمطار
    Elektrik motorunu kullanarak, birkaç blok, hatta birkaç km,... ..uzaklıktaki bir havaalanına gidebilirsiniz. TED لديك محرك, كهربائي, للمطار العمودي, والذي قد يكون على مسافة قليلة, وربما حتى على بعد بضعة أميال.
    havaalanına giderken biniş kartınızı elinize aldığınız zaman size uçağınızın rötar yaptığını veya biniş kapınızın değiştiğini haber verebiliyor. TED وفي طريقكم للمطار .. عند رفعكم لبطاقة صعود الطائرة ، تخبركم الآداة ما إذا تأخرت الرحلة أو أن البوابة تغيرت ، إلخ
    Seni alması için arabayı havaalanına geçen hafta yollamıştım. Open Subtitles أرسلت سيارة للمطار الأسبوع الماضي لتقلك إلى هنا
    Arabanın anahtarı diyorum. havaalanına gitmem gerek. Open Subtitles أنا أريد مفاتيح سيارتك أريد أن أذهب للمطار
    Ve bana şu televizyon olayını söylemen ve bizimkileri alması için havaalanına limuzin yollaman gerekiyordu. Open Subtitles وكان من المفترض عليكِ أن تخبريني عن أمر التلفزيون العمومي تذكرت ذلك، وكان عليك أن ترسلي ليموزين للمطار من أجل والداي
    Şu tırnaklarını yemeyi kes de havaalanına gidelim. Open Subtitles إرفعى أصابعك عن وجهك وقودى السيارة للمطار
    Sakin ol. Daha zaman var . Neredeyse havaalanına geldik. Open Subtitles لا تكن عصبي ، لدينا مزيدا من الوقت لقد وصلنا للمطار تقريبا
    Benimle yemek yiyeceksin, sonra şoförüm seni havaalanına 22.00'da kalkan Boston uçağına götürecek. Open Subtitles ستتناول طهام العشاء معي ومن ثمّ سيوصلك سائقي للمطار في الرحلة الذاهبة لبوسطن المغادرة في الساعة العاشرة
    Eğer havaalanına gidersek, uçağı yakalayabiliriz böylece kendimizi biraz da olsa savunma şansını yakalarız. Open Subtitles إذا ذهبنا للمطار الآن ربما نلحق بالطائرة مما قد يعطيك فرصة للدفاع عن نفسك
    Tabi ki bende. Lloyd Christmas bir kadını havaalanına götürdüğü zaman bütün bagajlarını aldığından emin olur. Open Subtitles عندما أوصل امرأة للمطار, فاني أتاكد من حصولها على أمتعتها.
    Adamlarımız silahlarıyla havaalanına gidemez. Ama sen gidip o konuşmadan öldüreceksin. Open Subtitles ورجالي لا يمكنهم الذهاب للمطار ومعهم السلاح
    Tek yapmam gereken havaalanına gidip, yerine geçmek... ve 4 saat sonra Fhloston'da olurum. Open Subtitles كل ما علي فعله الآن هو الذهاب للمطار وأخذ مكانه وسأكون في فهلوستون خلال أربع ساعات
    Tekrar bavulumu topladım, bir taksiye atladım ve doğruca havalimanına gittim. Open Subtitles وانسللت إلى الخلف و ركبت سيارة اجرة و ذهبت مباشرة للمطار
    Hemen hava alanına gitmiş. O aceleyle bana not bırakmayı unutmuş tabii. Open Subtitles لذا شقت طريقها للمطار وفي عجالة نسيت أن تترك لي رسالة
    Bugün, havalanına gideceğimizi söylemiştin. Open Subtitles قلت لنا ان نُذاكر هوياتنا ثم سنذهب مباشرة للمطار
    Ama iyi ki kazağı giymedim, çünkü oraya vardığımda havaalanından doğruca BBC'deki bir canlı yayına yetişmek zorunda kaldım. Open Subtitles لكنني محظوظ لانني لا البسها لانني عندما اصل للمطار اذهب مباشرة للقاء مباشر لدى قناة الـ بي بي سي
    Havaalanı yolunu yarılamışken bile, dönüp eve geldim ve evet, çöp öğütücümü açık bırakmıştım. Open Subtitles ورغم أني كنت في منتصف الطريق للمطار إستدرت عائدة للمنزل، ونعم وجدت آلة القمامة تعمل
    Treadwell in günlüğüne yazdığına göre, havaalanında, biletinin geçerliliği hakkında, şişman bir görevliyle tartışmış. Open Subtitles تريدويل كتب للمطار كان عنده مشاحنات مع مستخدم يعاني من السمنة حول جواز تذكرته.
    simdi gitmene gerek yok. Önce biraz sakinles. Sinirin sabaha geçmezse seni Havaalanina birakirim. Open Subtitles لا تذهبي الاَن , نامي اليوم , وإذا كنت في الصباح ترغبين بالذهاب ساَخذك بنفسي للمطار

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد