İç çamaşırı alman, cilt bakımı, manikür, pedikür yaptırman gerek. | Open Subtitles | أعني, تسوق للملابس الداخلية, تنظيف الوجه, وتنظيف الأظافر, و الأقدام |
Demek gerçekten iç çamaşırı modeli olacaksın? | Open Subtitles | إذن أنت حقا ، عارض أزياء للملابس الداخلية ؟ |
Bak, iç çamaşırı modeliyle randevum için dolaptan ne yürüttüm. | Open Subtitles | انظري ماذا استبدلت بالغرفه من اجل صديقي عارض الازياء للملابس الداخلية |
Bir iç çamaşırı modeli yerine beni seçtin. | Open Subtitles | فضلتني على عارض الازياء للملابس الداخلية |
Uzaktan kumandalı iç çamaşırıyla ne alakası olduğunu da anlamadım. | Open Subtitles | او ما صلة هذا بجهاز تحكم للملابس الداخلية |
Ve randevuya çıktıklarımda iç çamaşırı her zaman isteğe bağlıdır. | Open Subtitles | ومواعيدي دائما بها خيارات للملابس الداخلية. |
Bu yüzden, iç çamaşırı modeli olmaya karar verdim. | Open Subtitles | لذا قررتُ أن أصبحَ عارضةَ أزياء للملابس الداخلية. |
Beni henüz tanımıyorsun ama ben bir iç çamaşırı süper modeliyim. | Open Subtitles | أنتَ لا تعرفني بعد، لكنني عارضةُ ازياء للملابس الداخلية. |
İç çamaşırı bidonunda. | Open Subtitles | لقد وجدتهم فى سلة للملابس الداخلية |
Ve kadın iç çamaşırı. | Open Subtitles | وكما يبدو عاشق للملابس الداخلية .. |
Ben kadın iç çamaşırı modelliği yapacağım. | Open Subtitles | أنا مُجرّد عارضة أزياء للملابس الداخلية |
Bir iç çamaşırı modeli. | Open Subtitles | إنه مجرد عارض للملابس الداخلية |
- İç çamaşırı reklamında oynamıştı. | Open Subtitles | لقد ظهر بإعلان للملابس الداخلية - كلاّ، كلاّ - |
Nam-ı diğer "Tokmak" dünya'nın en büyük iç çamaşırı mankeni ve Stanford'un en önemli müşterisiydi. | Open Subtitles | كان أكبر عارض للملابس الداخلية وأهمعميلل(ستانفورد) |
Kasap, Bel'in deniz esintili iç çamaşırı dükkkanını bahis ve kart oyunlarını yürütmesi için | Open Subtitles | (الجزار) أقنع (إيفنز) ليضع (بيل) بداخل متجر (سي بريز) للملابس الداخلية |
Gus orada ters giydiği iç çamaşırıyla seksi biçimde duruyordu. | Open Subtitles | في عالمه المثير للملابس الداخلية |