Dünyadaki tüm çiçek hastalığı vakalarını aynı anda bulup bir bağışıklık çemberi çizmeniz gerekir. | TED | ينبغي أن تجد كل حالة منفردة من الجدري في العالم في نفس الوقت وترسم دائرة للمناعة حولها. |
bağışıklık yükseltici ilaçların hiçbir etkisi yok. | Open Subtitles | الأدوية المحفزة للمناعة لم تعطي أي تأثير |
Ama eczane kayıtlarından bağışıklık baskılayan ilaçlar yazıldığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | ولكن استطيع ان اقول لكم من سجلات الصيدلية تم وصف المواد المثبطة للمناعة |
Hastalar, bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç tedavileri alabilirler veya belirli immün hücreler, graft versus host hastalığı riskini azaltmak için bağışlanan örneklerden çıkarılabilir. | TED | قد يتناول المريض عقاقير مثبطة للمناعة أو يتم إزالة خلايا مناعية معينة من العينة المتبرع بها لتقليل خطر الإصابة بمرض عدم توافق خلايا المضيف |
Adı: yanal akış bağışıklık tahlili | TED | انه يدعى التدفق الأفقي للمناعة. |
Yaralanma sonucu bağışıklık tepkisi. | Open Subtitles | كرد طبيعي للمناعة تفادياً للاصابة بضرر |
Üzgünüm ama hamile kalınca bağışıklık sistemimi etkileyen ilaçları almayı kestim. | Open Subtitles | آسفة... ولكنني توقفت عن تناول الأدوية الكابتة للمناعة عندما حملت. |
Çok zarif bir bağışıklık kazandırma vektörü geliştirmişsin gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنك طوّرتِ ناقلاً ممتازاً للمناعة |
Güçlü bir bağışıklık sistemi koruyucu. - Gordon. | Open Subtitles | إنه دواء مثبط قوي للمناعة. |