Örneğin, kurudukça Bitkinin anatomisindeki değişim ve ince yapı gibi şeylere bakarız. | TED | مثلا ننظر إلى أشياء مثل التغيرات في الهيكل الداخلي للنبات عندما يجف وبنائه الخارجي. |
Bilmeden de olsa, polenleri başka çiçeklere yayacak, ve Bitkinin üremesini hızlandıracak. | Open Subtitles | ومن دون قصد , سينشره لغيرها من الأزهار مسرعا عملية إعادة الإنتاج للنبات |
Bu eski mekan 360 milyon yıl önce krizle yüzleşen bir Bitkinin evi. | Open Subtitles | هذا المشهد القديم هو موطن للنبات ذلك منذ 360 مليون سنة تمت مواجهة تلك الأزمة. |
Dikkatsiz bir kararım sonucu, yanlışlıkla bir bitki genini faaliyete geçirdim. | Open Subtitles | لقد عملت عند كلمتي من أجل تحقيق نتائج سريعة لذا فأني قد تعمدت زيادة تحفيز الموروثات الرئيسية للنبات |
Balta girmemiş Ginseng bitkisinin şu anki değeriyle bu arazinin alan ölçüsünü çarparsak ve diğer görünebilir bitki örtüsüyle kaplı yerleri çıkarırsak... | Open Subtitles | القيمة الدارجة للنبات القديم مضروبة بالقدم المربع لهذه الأرض ناقص المنطقة المشغولة بنباتات مرئية أخرى |
Bu bitkilerin ürettiği tohumları depolamak isteyen kemirgenler bir taşıma sorunu yaşar. | Open Subtitles | أى حيوان قـارض يريد تخزين البذور الصغيرة جداً للنبات .. مثل هذه يواجه مشكلة نقلها |
Bu esnada Paraselsuscu Profesör Bulwer, insan yaşamının ilginç bulduğu yönleri ve doğanın sırlarına dair bir kurs veriyordu. Profesör öğrencilerine etobur bitkilerin varlığından bahsetti... | Open Subtitles | و في الوقت ذاته كان البروفيسور "بولير" مجتمعاً بتلاميذه و يقوم بتذكيرهم بالطبيعة الوحشية للنبات آكل اللحوم |
Bitkinin yaprağının içinde, bulunması zor neredeyse görünmez bir şey bu. | Open Subtitles | انه شيء غير مرئي تقريبا مدسوس بعيدا داخل ورقة للنبات. |
Bitkinin aşırı kullanımı onu yok eder. | Open Subtitles | الاستخدام المفرط للنبات أدى بها للانقراض |
Bitkinin buna dahice bir çözümü var gibi. | Open Subtitles | وعلى ما يبدو أن للنبات حلٌ عبقري |
Bu düşüm hareketi her yıl, karbonun fotosentezle atmosferden alınarak bitki biyokütlesine ve toprağa taşınarak karbondioksite dönüştürülmesiyle olur. | TED | وهذا انسحاب بشكل سنوي، حيث يتم إزالة الكربون من الغلاف الجوي من خلال التمثيل الضوئي، الذي يحول ثاني أكسيد الكربون إلى كتلة للنبات والكربون العضوي للتربة. |
Bu benim bilgi alanımın dışında. Yani, ben bitki DNA'larını bilirim. | Open Subtitles | هذا بعيد عن مجال تخصصي فأنا درست (الدي إن إيه) للنبات |
O sertifikalı, taş kadar soğuk bir bitki Hacker' ı. | Open Subtitles | إنّها موثقة، إنّها مقرصنة محبّة للنبات |
yada onu mahkemeye ait bitki diye adlandırıyorum. | Open Subtitles | أو كما أحب أن أدعوه بـ "الطب الشرعي للنبات" |