Söyler misiniz, kendinizi bir şarap meraklısı olarak görüyor musunuz? | Open Subtitles | أخبرني أيها الوكيل , هل تعتبر نفسك عاشقاً للنبيذ ؟ |
Ama restoranlar arasında çalışıyorum. şarap satıyorum diyebiliriz. | Open Subtitles | لكن من وقت لآخر أعمل في المطاعم لذا ، أنا الآن أعمل مندوب لبيع للنبيذ |
"Göbek çukurun, şarap dolu bir eşsiz bir kase." | Open Subtitles | سرتك ملتفة , جيدة الاستدارة بدون حاجة للنبيذ |
Tahminimce biri Xanax'ı ezdi ve kırmızı şaraba karıştırdı. | Open Subtitles | تخميني أن أحدهم سحق الحبوب واضافها للنبيذ .. |
Fransız şarabı konusundaki bilginle beni etkilemeye çalışmaya devam mı edeceksin yoksa soruma cevap mı vereceksin? | Open Subtitles | هل ستستمر بإدهاشي , بمعرفتك للنبيذ الفرنسي ؟ . ام , ستجيب علي أسئلتي ؟ |
Açıkartırmada milleti şaşkına çevirdi.şarap için nakit ödemekle kalmadı ayrıca halka açık bir resepsiyonda 60 şişesini açtı. | Open Subtitles | الجميع متفاجئ ليس بسبب شراءه للنبيذ بل لأنه أعطى العلب كلها للناس لكي يشترونها |
Bir kaç ay önce bir şarap artırmasında tanışmıştık? | Open Subtitles | لقد تقابلنا في حفلة باكلاند، للنبيذ قبل بضعة أشهر؟ |
Bütün ordaki antikalar bi şarap mahzeninde bile olsa duyulur. | Open Subtitles | سمعت أن هناك جميع أنواع التُحف حتى قبو للنبيذ |
Bizden şarap mahzeni olmayan bir yerde yaşamamızı bekleyemezler, değil mi? | Open Subtitles | أعني، أنه بالتأكيد لا يمكننا تقبل فكرة أن نسكن هنا من دون مخزن للنبيذ |
Döndüğümde şarap yapmak için üzüm toplayın ve erzakları hazırlayın. | Open Subtitles | أنتم ستَجمَعُون العنب للنبيذ وإعداد أطعِمة لعودتي |
Fakat aile şirketini kapamak yerine bir şarap kutusu kralını yok etmeyi tercih edersin. | Open Subtitles | لكنّك فضلت أنْ تصفي عملك بدلاً من تحوّل عمل العائلة إلـى شخص فاحش الثراء محب للنبيذ |
Orada şarap treni de var. şarap kötü! | Open Subtitles | تباً ، للنبيذ ، لكن مرحى قطارات أنا مشارك |
Frank Madigan satın alana kadar Bee Meadow şaraphanesi'nin şarap tüccarıydınız. | Open Subtitles | إذن كنت تعمل خماراً، في مصنع نحلة ميدو للنبيذ |
Adams Morgan'ın küçük şarap dükkanında İki şişe Du Bellay buldum. | Open Subtitles | وجدت زجاجتين من دوبليه في ذلك المحل الصغير لادم مروجان للنبيذ ، اثنتان |
şarap dedin mi bu kadın için rengi fark etmez. | Open Subtitles | عندما يأتي الامر للنبيذ هذه المرأة لا ترى اللون |
Bu gemi kadın ve çocuklar için değil, şarap ve yün taşımak için yapıldı. | Open Subtitles | 'تيس سفينة شحن يعني للنبيذ والمنسوجات الصوفية، ليس النساء والأطفال. |
İyi şarap, lezzetli yemek ve bale tutkunuyumdur diyelim. | Open Subtitles | ما أنا إلّا مُحبّة للنبيذ الفاخر، وللطبخِ اللذيذ ورقص الباليه. |
şaraba gelince tablo işinden önce şarapçıydım. | Open Subtitles | بالنسبة للنبيذ هل تعرف أنهم يقولون أن كل خبراء النبيذ أنكليز |
Yapılan araştırmalara göre 10 dolarlık şaraba 90 dolar denilince tadı daha bir güzel geliyormuş. | Open Subtitles | تشير الدراسات إلى أن 10 دولارا للنبيذ تعطي مذاقا أحلى إلا لو أخبرتني أن هذه الأشياء كلفتك 90 دولارا |
Kırmızı şaraba nefes alma fırsatı tanımalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نعطي فرصة للنبيذ الأحمر أن يتنفس |
Senin için seçtiğim şarabı bile o aldı. | Open Subtitles | لقد دفع للنبيذ الذي اخترته لك |
Söylemeliyim ki şaraptaki zevkin kadınlardaki kadar iyi. | Open Subtitles | يجب أن أقول أن تذوق للنبيذ يقارب حسن اختيارك للنساء شكراً لك |