Küçük köpeğini yürüyüşe çıkarmıştı. | Open Subtitles | كَانتْ بالخارج مصطحبة كلبها الصَغيرَ للنزهة |
Bir gün lapaları çok ısınmış, yürüyüşe çıkmışlar. | Open Subtitles | وكانت طبختهم ساخنة جدا لذلك خرجوا للنزهة قليلا |
Muhtemelen rahatlamak için yürüyüşe çıkmışımdır. | Open Subtitles | ،من المحتمل كنت في الخارج للنزهة محاولاً الإسترخاء |
Biliyor musun, son bir yıl içinde piknik yaptığımızı hatırlamıyorum? | Open Subtitles | أتعرفين ، لا أعتقد بأننا قد خرجنا للنزهة منذ سنوات؟ |
Burası piknik yapılacak yer değil, ne işiniz var burada? | Open Subtitles | حسناً, هذا ليس مكان للنزهة ماذا تفعلون هنا أيها الرجال ؟ |
Sevgilim, Bill'in bizimle pikniğe gelmesine ne dersin? | Open Subtitles | عزيزي, ألا تعتقد انه يجب علينا آخذ بيل للنزهة معنا؟ |
eğlence burada, Eiffel kulesinde yürüyüşe çıkmış sanki bir deli kadın atlamış Seine nehrine, ve demiş ki | Open Subtitles | هناك الفرح، وبرج ايفل يذهب للنزهة مثل امرأة مجنونة كانت يقفز فوق نهر السين، ثم تقول: |
Hayır ben onu yürüyüşe çıkaracaktım gelmek ister misin? | Open Subtitles | لا كنت كنت فقط سوف أخُذها للنزهة تريد أن تاتي معنا؟ |
En doğal ormanlarda yürüyüşe bile çıksanız sizi ormanın en ucuna götüren arabayı yapan bir şirket var; sizi ormanın yüzeyinden korumak için ayakkabılar üreten bir şirket var. | TED | حتى إذا ذهبت للنزهة في الغابات، فهناك شركة التي تصنع السيارة التي أوصلتك إلى حافة الغابة. هناك شركة صنعت الأحذية التي تملكها لحماية نفسك من أرض الغابة. |
Ancak yavru kurbağanızı akşam yürüyüşe çıkarınca -- işte bazı hareket kareleri -- komşularınızın, "Ne yapıyorsun?" | TED | لكن بإخراج الشرغوف الخاص بك للنزهة في المساء -- هناك عدد من إجراءات عمل -- من المرجح أن يسألوك جيرانك : " ماذا تفعل ؟" |
Merak etmeyin, Dr. Crane. Eddie'yi yürüyüşe çıkarırım. | Open Subtitles | لا تقلق دكتور " كلين " , سوف آخذه للنزهة |
Melinda ve sen, beraber yürüyüşe ne dersiniz? | Open Subtitles | " كارل " ربما انت و " ليندا " تذهبون للنزهة الليلة |
yürüyüşe çıkacağım; | Open Subtitles | اعتقد انني ذاهب الى الذهاب للنزهة. |
yürüyüşe giden adamları bile vuruyorlar. | Open Subtitles | انهم يقتلون الرجال اذا خرجوا للنزهة |
yürüyüşe giden adamları bile vuruyorlar. | Open Subtitles | انهم يقتلون الرجال اذا خرجوا للنزهة |
Sana yeni bir ayı alırım, 6 yaşındayken kaybettiğin piknik setindeki plastik sosisliyi alırsan! | Open Subtitles | سأشتري لك دبدوب جديد عندما تستبدلي تلك النقانق البلاستيكية التي فقديها من مجموعتي للنزهة عندما كنت في السادسة. |
Ama yaz gelince, Two Sisters yakınları piknik yapmak için sakin bir yer. | Open Subtitles | وقت الصيف ، وقت جميل للخروج للنزهة هناك عند منزل الاختين |
Minimum güvenlikli hapishane piknik yapmaya benzemez. | Open Subtitles | سجن الحراسة الغير مشدده ليس مكان للنزهة |
piknik için neler götürmem gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | الآن يجب أن احدد مالذي ساخذه معي للنزهة |
- Ne? pikniğe uygun bir gün olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | ماذا? انا لست متأكده بأن هذا يوم جيد للنزهة |
BEB'den bir arkadaşımın morali biraz bozuk... onun çocuğunu da pikniğe götürebileceğimizi söyledim. | Open Subtitles | ... لي صديقة لا تشعر أنها بخير فعرضت عليها أن نأخذ... طفلها للنزهة أيضا |
Dışarı çıkıp biraz yürüyelim mi? | Open Subtitles | حسنا ، هل تريد أن تذهب للنزهة أو شيء؟ |