Bu durum, o ülkelerde yaşayan tüm kadınlar için çok korkunç bir ızdırap. | TED | إنه شيءً محزن فعلاً، ما يحدث للنساء في تلك البلدان. |
Oyuncaklar, bebek giysileri ve yetimhanedeki kadınlar için bazı hediyeler. | Open Subtitles | لعب الاطفال وملابس الاطفال وبعض الهدايا بالنسبة للنساء في دار الأيتام |
Peki şunu biliyor musunuz? Apartheid (Güney Afrika'da ırkçı ayrımcılık) yıkılınca yeni hükümet, meclis binalarına giriyor ve kadınlar için tuvalet olmadığını görüyor! | TED | وهل تعلمون أيضاً أنه بعد حكم الفصل العنصري، عندما قامت الحكومة الجديدة بالدخول في بيوت البرلمان، لم يكن هناك أي مراحيض للنساء في المبنى؟ |
Adamın Milwaukee'deki kadınlara ne yaptığını biliyor musun? | Open Subtitles | اتعرفين ماذا يفعل هذا الرجل للنساء في ميلوواكي؟ |
- 2 gün önce Valleywag'den bir haber Kwench'deki kadınlara erkeklerden daha az ödediğini söyledi. | Open Subtitles | قبل يومين ظهرت قصة الـ"فاليويغ" التي تتحدث عن دفعك للنساء في "كوينش" رواتب أقل من الرجال. |
Dana kadınlar için yapılan Olivia Cruise kampındaki yaşam liderliği panelinde konuşmak için davet edildi. | Open Subtitles | قمت بدعوتها للتحدث عن نمط الحياة القيادي للنساء في " أوليفيا كروز " |
Bu hap kadınlar için her şeyi baştan yarattı. | Open Subtitles | الحبوب أحدثت ثورةً للنساء في كل شيء |
insan hakları mesajını, inancımızın prensiplerini ihya etmek için başka seçeneğimiz yok. Bizim için değil, ailenizdeki kadınlar için değil, bu odadaki kadınlar için değil, dışarıdaki kadınlar için de değil, kadınların katılımıyla dönüşebilecek toplumlar için. | TED | ليس لدينا حلّ آخر سوى استعادة رسالة حقوق الانسان و مبادئ ديننا. ليس لنا، ليس للنساء في عائلتك، ليس لأجل النساء اللاتي في هذه القاعة، و لا لأجل النساء اللاتي خارجها، ولكن للمجتمعات التي سوف تتغير بمشاركة النساء. |
Dr. Kelso'ya spor salonuna kadınlar için donanım konulup konulmayacağını soracak. | Open Subtitles | (ذهب ليسأل الطبيب (كيلسو) إن كان يستطيع الحصول على أجهزة رياضة للنساء في الصالة الرياضية |
ulus ve dünya için her yerdeki kadınlar için harika olur. | Open Subtitles | للعالم,للنساء في كل مكان |