Görüyorsun bölgedeki petrol yatağı katmanları... birbirlerine şaşırtıcı bir biçimde hassas yapıda bağlı. | Open Subtitles | انت تَرى، الطبقات الحاملة للنفط في المنطقةِ. مرتبطة مِن قِبل تركيبة حسّاسة جداً. |
Ama bana güven, petrol kazınla ilgili kimseye tek bir kelime söylemeyeceğim. | Open Subtitles | ثق بي، أنا لن أخبر كلمة واحدة لأي أحد بشأن تنقيبك للنفط |
Kanada dışındaki insanlarn bu yıl Amerika'nın bir numaralı ithal petrol kaynağı olması hesaplananan Alberta katran kumları hakkında ne kadar az bilgi sahibi olduğuna her zaman şaşırmışımdır. | TED | وانا متفاجئة جداً كيف ان القليل فحسب من خارج كندا يعرفون عن رمال ولاية ألبرتا النفطية تلك التي مخططٌ لها بأن تغدو المصدر الاول للنفط المستجلب الى الولايات المتحدة |
Hepsi peşimizdeler. Shell Oil, Imperial Tobacco, | Open Subtitles | شركة شل للنفط والتبغ الامبراطوري و ليبتون للشاي |
Honduras'ı U.S. Fruit şirketleri ve Çin'i Standard Oil için. | Open Subtitles | والصين للنفط العادي. "بوتلر للخدمات العامة" كانت أيضا عليها الطلب |
Ve Deutsche Bank'ın açıklamasında dünya petrol kullanımının 2016 yılında bu noktaya gelebileceği belirtildi. | TED | حتى أن بنك دويتشه قال بأن الاستهلاك العالمي للنفط قد يبلغ ذروته حوالي عام 2016. |
Dünya petrol ve maden... ...şirketlerinin üçte ikisi şu anda... ...şeffaflık kanunları kapsamındadır. | TED | ثلثي القيمة للنفط وشركات التعدين في العالم أصبحت مشمولة بقوانين الشفافية. |
Ayrıca, petrol, gaz ve yenilenebilir enerji için yılda yaklaşık 650 milyar dolar ödenek ayırıyoruz. | TED | أنفقنا كذلك حوالي 650 مليار دولار في السنة كدعم حكومي للنفط والغاز والطاقة المتجددة. |
Şimdi petrol ile ilgili, ilgilenmemiz gereken iki büyük sebebimiz mevcut | TED | الآن ، يوجد سببان أساسيان يدعوان للقلق بالنسبة للنفط |
Bu bir tekstil mili sentetik ipek, petrol yanurunu. | TED | هذا معمل نسيج يصنع حرير صناعي ، وهو ناتج ثانوي للنفط. |
petrol tüketimimizi azaltan tek gerçek sebep artan fiyatlardır. | TED | الشيء الوحيد الذي يقلل من استهلاكنا للنفط حقيقة هو الزيادة في الأسعار |
Görebileceğiniz gibi rezervlerimiz eskidikçe ve petrol aramak pahalılaştıkça kendi üretimimiz düşüyor. | TED | كما تلاحظون جميعا، إنتاجنا للنفط تناقص لأن مورادنا صارت قديمة وزادت تكلفة الاستخراج |
Exxon ile büyük petrol projelerini yaptığımız yerlerden biri de Chad. | TED | واحد من الأماكن التي قمنا بوضع مشروع كبير للنفط في تشاد مع اكسون |
Ve yine şanslı ki yakın zamandaki petrol sızıntısının zarar verdiği bölgenin dışında. | TED | و لحسن الحظ أيضاً أنه كان بعيداً عن التسرب الأخير للنفط |
denmişti. 1973'te petrol ambargosu ve altın penceresinin kapanması, Amerika'nın sonu olarak yorumlandı. | TED | في 1973، مع أزمة حظر الدول العربية للنفط وإنهاء ارتباط الدولار بالذهب، كان هذا نهاية لأميركا. |
Üç gün içinde, petrol şirketi Vestron yıllık raporunu açıklayacak. | Open Subtitles | خلال ثلاثة أيام، شركة فيزترون للنفط ستنشر تقريرها السنوي. |
Bir tanesi, kayınvalidesi hasta olduğu için Manhattan'a taşınmak zorunda kalan bir petrol işçisi hakkında | Open Subtitles | الاولـى تدور حول شخـص جلف في منصة للنفط والذي إضطر الانتقال إلى مانهاتن لان أم زوجته مريضة |
CityLine Oil'in CEO'su. | Open Subtitles | ل بيري ديفيدسون ، الرئيس التنفيذي لشركة سيتي لاين للنفط |
Birine gel, onlar sadece Lucas Oil's kupasını almalı ve hepimizi tartışmadan kurtarmalı. | Open Subtitles | بربكم، يجب عليهم فقط أن يعطوننا كأس بطولة لوكاس للنفط وان يحفظوا سمعة البقيه. |
Lütfen samimi bir hoşgeldin diyelim Mr. Richard Gunn, Lucas Oil'den. | Open Subtitles | والآن قدموا تحية ل ريتشارد قن من لوكاس للنفط. |
Geçtiğimiz 2 yılını GGE'de Yağ Yöneticisi olarak gizli görevde geçirdi. | Open Subtitles | أمضت العامين الماضيين في غطاء عميق كمديرة تنفيذيّة للنفط في "غ.خ ك" |
Yani kirli suyun ve Petrolün arkalarından sızması için bolca fırsat mevcut. | TED | كما ان وسائل الحصر التي تستخدم يمكن للنفط والمياه الملوثة ان تتجاوزها |
petrolü bu kadar yıkıcı yapan bu kimyadır. | TED | إنها الطبيعة الكيميائية للنفط التي تجعل منه مادة ذات تأثير كارثي. |