göç etmek için para ve gidecek bir yer bulmanız gerek. | Open Subtitles | للهجرة أنتِ في حاجة الى الكثير من المال والمكان المناسب للذهاب |
Bu fotoğraf onlar İtalya'dan Birleşik Devletler'e göç etmeden hemen önce çekilmiş, yaklaşık bir asır önce. | TED | التقِطَت هذه الصورة قبل مغادرتهم إيطاليا للهجرة إلى الولايات المتحدة، قبل حوالي قرن. |
Bunlardan 6 tanesi de, göçmen formunda belirttikleri otellere yerleşti. | Open Subtitles | ستة منهم وصلوا إلى الفنادق التي أدرجوها في ترتياتهم للهجرة |
Lütfen rahatsız olmayın, bu rutin bir göçmen kontrolüdür. | Open Subtitles | السادة والسيدات, لا تنذعروا مجرد تحقيق روتيني للهجرة |
Neden Göçmenlik bürosu için çalışıyorsun, bırak insanlar ait oldukları yerde kalsın | Open Subtitles | إنه يتخذك مثالاً لم أفهم أبداً لماذا إلتحق بالبوليس السري للهجرة أعتقد أنه في أعماقه |
Belirli bir Göçmenlik prosedürümüz olmasa da, giriş paketinizdekileri okuyup işaretleyin ki biz de böylece kaydedebilelim. | Open Subtitles | رغم أنه ليست لدينا إجراءات محددة للهجرة لكن نطلب منكم قراءة مجموعة التقديم حتى تتمكنوا من التسجيل رسمياً |
Ve kimse hayatları boyunca biriktirdiği tüm parayı o kötü şöhretli insan kaçakçılarına vermezdi eğer göç etmelerinin yasal bir yolu olsaydı. | TED | ولا يوجد شخص سيضع كل ما تبقى من ماله في أيدي اولئك المهربين إن كان هناك طريقة شرعية للهجرة. |
Çünkü hükümet göç sınavına girebilmek için adını erkek adı olarak değiştirdi, Amerika'ya gitmek için. | TED | فقط بسبب اسمها الذي يبدو كاسم صبي تمكنت من الالتحاق بالاختبار الحكومي للهجرة بالحيلة للمجيء الى الولايات المتحدة. |
Şiddetli bir göç politikası uygulasak bile daha fazla Yahudi'yi kim kabul eder? | Open Subtitles | ولكن إذا استطعت، اتبعنا سياسة نشطة للهجرة... ... ولكن من سيأخذ المزيد منهم؟ |
Kuşlar karnataka'ya göç etmek zorunda kaldı, Melbourne göçtü. | Open Subtitles | الطيور أجبرت للهجرة إلى كارناتاكا, هاجر إلى ميلبورن |
Çöller genişledikçe ve göç yolları insanlar tarafından işgal edildikçe filler çok daha uzun yollar kat etmek zorunda kalacaklardır. | Open Subtitles | و بينما تكبر الصحاري، و الأسوار و المزارع قد سدت الطرق القديمة للهجرة على الأفيال أن تسير لمسافة أكبر |
Maskeli sümsük göç yolunun hemen ortasındalar. | Open Subtitles | إنهم في منتصف طريق للهجرة مليئ بالشراك المخفية |
göçmen bürosunu yönetiyorum. Gemide yetmiş yolcum var. | Open Subtitles | أنا أدير وكالة للهجرة , و لدي سبعين مهاجرا على ظهر هذه السفينة |
Koyun hemen ağzında yer alan Chongming Adası göçmen kuşlar için hayati bir dinlenme ve beslenme noktasıdır. | Open Subtitles | تقع عند مصب الحق وتقدم الجزيرة استراحه حيويه للتغذية والبقعه للهجرة |
BİRKAÇ AY SONRA OSCAR göçmen MUHAFAZAYA TESLİM OLDU VE SINIRDIŞI EDİLDİ 11 AYINI MEKSİKA'DA BİR TORNACI DÜKKANINDA GEÇİRDİ | Open Subtitles | وبعد أشهر قليلة ، إستسلم أوسكار للهجرة ورحل عن البلاد لقد قضى 11 شهراً يعمل بورشة للميكانيكا فى المكسيك |
"Yoksa göçmen bürosuna şikayet ederim." dedi. | Open Subtitles | مطالباً بالمزيد من المال وإلا سيبلغ عنا للهجرة |
"Bir numara Almanya" adlı mülteci karşıtı bir grup üyesi olan bir Alman göçmen görevlisi 63 mülteciyi katletti. | Open Subtitles | ثلاثة وستون لاجيء تم قتلهم بواسطة ظابط هجرة ألماني يربطه علاقات بالجماعات المناهضة للهجرة ألمانيا أولاً |
Eğer bu evlat edinme meselesiyse, göçmen bürosu ilgilenir. | Open Subtitles | إذا كانت مشكلة تبني, هذا للهجرة |
Göçmenlik bürosu inan bana bu konuda bizden onay bekliyor | Open Subtitles | السلطة التنفيذية للهجرة لها كامل الحق |
Anderson için coşkulu bir Göçmenlik karşıtı kampanya reklamı yaptı. | Open Subtitles | لقد نظّم تلك الحملة المثيرة تماماً والمناهضة للهجرة لأجل (أندرسون) |
Göçmenlik danışmanınız. | Open Subtitles | مستشارك للهجرة. |
Göçmenlik acentesi değilim. | Open Subtitles | أنا لست وكالة للهجرة |