Şimdilik, benden daha güçlü bir şey çizmemi isteyene kadar. | Open Subtitles | للوقت الحالي ، حتى يحتاجني أن أرسم له قوى جديدة |
Buna ultrasonla bakıldığında uyluk atardamarının Şimdilik zarar görmediği görüldü. | Open Subtitles | الموجات الصوتية لهذه تظهر أن الشريان الفخذي سليم، للوقت الحالي. |
Şimdilik, niçin yemeğimizi yiyip bunu daha sonra konuşmuyoruz? | Open Subtitles | للوقت الحالي لماذا لا نكمل غدائنا ونتكلم عن هذا في وقت آخر |
Şimdilik sadece dergi ilanlarına odaklanalım. | Open Subtitles | لنركز فقط على طباعة الأعلانات للوقت الحالي |
Şu an yapacakları en akıllıca şey evde kalmak. | Open Subtitles | أفضل شئ للوقت الحالي أن يبقى الناس في بيوتهم |
Şimdilik o bile iyi gelmiyor. Devam edecek olursak kurbanların bazıları, araba kullanırken kaçırılmışlar. | Open Subtitles | شكراً يا سكر ، للوقت الحالي حتىّ هذا لا يشعرني بتحسن لنمضي.. |
Şimdilik, bunun aramızda kalmasını tercih ederim. | Open Subtitles | للوقت الحالي , اريد أن أبقي علاقتنا بيننا |
- Onu kilitli tutmayı başardım. Başka kimseye zarar veremeyecek. - Şimdilik. | Open Subtitles | لقد تمكّنت من تحييده، لن يؤذي أحداً آخر للوقت الحالي. |
Kasabadan kasabaya gidiyoruz, sürekli yollardayız, en azından Şimdilik. | Open Subtitles | بالذهاب لمدن مختلفة ، دائمي الترحال على الأقل للوقت الحالي .. |
Şimdilik daha fazla görüşmesek iyi olur. | Open Subtitles | ربما يجب أن لا نتواصل مع بعضنا للوقت الحالي |
Ona yine sizin kanınızı vereceğiz. Şimdilik yardımcı olur. | Open Subtitles | سنعيدها إلى دمائكِ سيساعدها هذا للوقت الحالي |
Sanırım ilişkimiz bitmedi ama Şimdilik bittiğini görebiliyorum. | Open Subtitles | لا تظن أننا إنتهينا لكن أرى أننا إنتهينا للوقت الحالي |
Bunu kendi kendime yapabilirim ve sonra ona Şimdilik bir ağrı kesici verebilirim. | Open Subtitles | يمكني فعلها بنفسي وبعدها أعطيها مخفف للألم للوقت الحالي |
Bırak Şimdilik öyle olsun. En azından nerede olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | دعه يحتفظ به للوقت الحالي أقلّه نعرف مكانه |
Buraya, sana Şimdilik elveda demek zorunda olduğumu söylemek için geldim. | Open Subtitles | اسمعي، لقد جئت هنا لأودعّكِ للوقت الحالي. |
Ama Şimdilik, Yüzbaşı, belki içeriden bize yardımınız dokunabilir? | Open Subtitles | لكن للوقت الحالي أيها الكابتن من الداخل , لربما بأمكانك مساعدتنا ؟ |
En azından Şimdilik, araştırmanın diğer kısımlarına odaklanmam zarar vermez. | Open Subtitles | قد يجعلني أركّز تحقيقي علي أشياء آخرى على الأقل للوقت الحالي |
Ama Şimdilik onunla yalnız kalamazsın anne. | Open Subtitles | بالنسبة للوقت الحالي فلا يمكن أن تكونا في غرفة لوحدكما |
Hayır, Şimdilik bu konuyu kendi aramızda tutalım. | Open Subtitles | كلا، يجب أن نبقي هذا بيننا للوقت الحالي. |
Şu an öyle. Ama kimse asla yüzemeyeceksin demiyor. | Open Subtitles | فقط للوقت الحالي ، لكن لم يقل أحد بأنه ليس بإمكانك السباحة مجددا |
Ama pediatrinin söylediğine göre Şu an kontrol altındaymış. | Open Subtitles | لكن الطبيبة تقول أننا نُسيطر على الوضع للوقت الحالي |