Biliyordu ki arkadaşlık oyun oynamaya giden kestirme yoldu. | TED | بل كان يعلم أن الصداقة هي طريق مختصر للّعب |
Herkes karda oynamaya gelene kadar sorun yoktu. | Open Subtitles | كان الأمر جيداً حتى خرج الكل للّعب بالثلج |
Küresel oyun tahtası kuruldu ve artık oynamaya hazırız. | Open Subtitles | ساحة اللعب العالمية معدّة، ونحن جاهزون الآن للّعب. |
Önce benimle ortak oldun ama şimdi topunu alıp yeni arkadaşlarınla oynamaya gideceksin. | Open Subtitles | كنت شريكي، لكن الآن ستأخذ كرتك وتذهب للّعب مع أصدقائك الجدد. |
- Ben dondurma değilim ki ve bizim oyun oynamaya ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | -باستثاء أنّي لست مثلّجات ولسنا بحاجة للّعب |
- Herkesin oyun oynamaya ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | الجميع يحتاج للّعب |
Biraz daha oynamaya gidiyordum. | Open Subtitles | و أنا ذاهب للّعب قليلا |
İhtiyarlarla oynamaya hazır mısın? | Open Subtitles | -أمستعدة للّعب مع الكبار؟ -أجل يا سيّدي ! |
- Büyük çocuklarla oynamaya hazır mısın? | Open Subtitles | -أمستعدة للّعب مع الكبار؟ |