Sadece soğukkanlı ve mantıklı bir adam böyle bir macerayı tasarlayabilirdi. | Open Subtitles | رجل هادىء منطقى فقط هو من قد يخطط لمثل هذا الأمر |
böyle bir yolculuk için çok ufak Hem Mısır kedilerin ülkesidir | Open Subtitles | هو صغير جدا لمثل هذا السفر الكبير ومصر أرض مليئة بالقطط |
Mutluyum,öyle mi, hanımefendi, kızım böyle bir mutsuzluğun içine girdi diye? | Open Subtitles | سعيد, سيدتي, بأنها يجب أن تعيش في استعباد لمثل هذا الشنيع؟ |
Dans etsene! - bunun için çok yaşlıyım. Dizlerim sakat. | Open Subtitles | اننى عجوز جدا لمثل هذا وايضا ركبتاى تؤلماننى |
böylesine şiddetli bir arzuya sebep olabilecek tek neden için. | Open Subtitles | للغرض الوحيد الذي يحسب لمثل هذا التأجّج. |
Aslında, yıllar önce böyle bir sistem işe yarayabilirdi -- mükemmel şekilde değil, ama yarardı. | TED | وفي الواقع، منذ سنوات، كان يمكن لمثل هذا النظام أن يعمل ليس بطريقة جيدة ولكنه سيعمل. |
- böyle bir şey asla olmayacak. - Onlar aksini düşünüyor. | Open Subtitles | انا لست قائد لمثل هذا الأمر - هم يعتقدون ذلك - |
İslam alemi, bu gerçeğe inanmak istemedi böyle bir adam nasıl ölebilirdi? | Open Subtitles | العديد من أتباعه لم يصدق الحقيقة كيف يمكن لمثل هذا الرجل أن يموت ؟ |
Bilmenizi isterim ki bu ülkede böyle bir şey yok. | Open Subtitles | وأريدك أن تعرف أنه لا وجود لمثل هذا الشيء علي الإطلاق في هذه البلد |
Bir daha böyle bir şey işitmek istemediğime karar vermiştim. | Open Subtitles | لذا قررت بأنّني لا اريد أن أتعرض لمثل هذا الكلام مرّة أخرى |
Bu çok kaba uydurma bir yalan! İkimiz de böyle bir çek olmadığını biliyoruz! | Open Subtitles | هذا امر مفبرك ، كلانا يعرف انه لا وجود لمثل هذا الشيك |
böyle bir efor onun için kolay olurdu. | Open Subtitles | مما يناسب شخصا لمثل هذا المجهود, ويجعله سهلا عليها |
böyle bir yere bir bebeğin gelmesi doğru mu? | Open Subtitles | هل تَعتقدُي أنّه الصواب أن نأتي بطفل لمثل هذا المكان؟ |
böyle bir kehanet için başka türlü bir fala bakmam gerekecek. | Open Subtitles | لمثل هذا التنبوء يجب عليّ أن أنظر في خريطة مختلفة |
Benim gelişmem için biraz ilgi gösterseydiniz, belki böyle bir iş daha kolay bulunabilirdi. | Open Subtitles | لو كنت قدمت طلبي للبعض لمثل هذا التوظيف كنت وجدته بسهولة |
Benim gibi hassas mizaçlı biri böyle bir şeye uygun değildir. | Open Subtitles | رجل مرتاب وحساس،ليس مناسب لمثل هذا النوع |
En nazik, en güzel kızım böyle bir budalayla evlendiği için mutlu mu olmalıyım? | Open Subtitles | بأن ألطف, وأجمل فتياتي قد وصلت لمرحلة البلوغ من التضرع لمثل هذا المتألق الغير عقلاني؟ |
Tatlım, bunun için güçlü olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | عزيزتي, حتى انا أعتقد بأنك قوية عقلية جداً لمثل هذا |
Kocalar bunun için değil midir? | Open Subtitles | أليس الازواج موجودين لمثل هذا الأمر؟ |
Ve itiraf etmem gerekirse, böylesine tehlikeli bir girişim için oldukça yetersiz durumdayım. | Open Subtitles | وأول من يعترف بأنني غير مؤهلة بشكلِ ملحوظ لمثل هذا التعهد الخطير ... |