Ölmek üzere olan bir anne, Sırf acıyacak diye ilik testini reddetmez. | Open Subtitles | الأم التي على وشك الموت لا ترفض فحص التوافق لمجرّد أنّه يؤلم |
Birkaç yıl önce, Sırf karıma bakıyor diye bile boğazını keserdim. | Open Subtitles | منذُ سنوات قليلة كان عليّ أن أقطع رقبته لمجرّد النظر إليها. |
Sırf daha önce duymuş olman kötü bir tavsiye olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | لمجرّد أنّكِ قد سمعتِها من قبل لا يعني أنّها ليست نصيحة جيّدة |
Bak, Sırf aptal bir kız kalbini kırdı diye üniversiteyi bırakamazsın. | Open Subtitles | اسمع، لا يمكنك ترك الكلّيّة لمجرّد أنّ فتاةً حمقاء فطرتْ قلبك. |
Belki laf olsun diye söylemiştir. | Open Subtitles | ربما قال ذلك لمجرّد إجراء محادثة |
Sırf seni yakmak için hisseleri elden çıkarabilirim. | Open Subtitles | يُمكنني التخلّص من السهم ، لمجرّد حرق مؤخرتك ، لكنّي أريد الشركة |
Ama sen bunların dışındasın. Sen bunu Sırf heyecan için yapıyorsun. | Open Subtitles | ولكن كنتَ على الحافة وفعلتَ ذلك لمجرّد التشويق |
Yani, ne demek, Sırf ortaya çıkıverdin diye sevinçten bayılmamı mı bekliyorsun gerçekten? | Open Subtitles | أعني , هل ظننتَ بأنني سأرتبك لمجرّد مجيئك ؟ |
Üstelik, steroid tedavisi de varken tüm alana enfeksiyon yayılabilir. Sırf vaskülit ihtimali var diye. | Open Subtitles | وإعطاء السترويد الذي قد ينشر العدوى بكلّ مكان لمجرّد أنّه محتمل |
Bak, Sırf bir daire aldın diye... yaşlı bir kız kurusuna dönüşmeyeceksin. Ki bu arada, o daire lanetli filan değil! | Open Subtitles | اسمعي، لن تتحوّلي إلى عجوزٍ عانس لمجرّد شراء شقّة، و بالمناسبة، ليست ملعونة. |
- Koridorda yaptığın gibi. Çocukken Sırf üzümlü kızarmış ekmeğe olan anlamsız nefretin yüzünden aklınla mini fırını patlatmıştın. | Open Subtitles | عندما كنتَ صغيراً، فجّرتَ محمصةً ذهنيّاً، لمجرّد كرهكَ اللاعقلانيّ للخبز بالزبيب. |
Sırf dünyamızda var olması bile kazanmasına yetiyor. | Open Subtitles | لقد انتصر و انتهى الأمر لمجرّد وجوده في عالَمنا. |
Sırf elinde olduğu için sana ait diye bir şey yok. | Open Subtitles | لمجرّد حيازتكَ لشيء، لا تعتقد أنّه ملكك. |
Sırf siz suçlu hissediyorsunuz diye milyonları havaya saçmanız gerekmez. | Open Subtitles | اسمعا، لمجرّد أنّكما تشعران بالذنب ذلك لا يعني أنّ عليكما إهدار الملايين من الدولارات. |
Sırf aptal bir sarışın dedi diye... kimseyi tutuklayamayız. | Open Subtitles | لن نقبض على أحداً.. لمجرّد أن إمرأةٌ شقراء تقولُ ذلك، |
Dur bir dakika... Sırf yaklaşma dedim diye bana yaklaşamıyor musun? | Open Subtitles | مهلاً، لن تقترب أكثر لمجرّد أنّي طلبت ذلك؟ |
Sırf sana yapmanı söylediği için yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس لزاماً أنْ تفعلي ذلك لمجرّد أنّه يطلب |
Sırf bir adam hak etmiyorsun dedi diye bütün hayallerinden vazgeçer miydin? | Open Subtitles | أكنتِ لتتخلّي عن كلّ ما حلمتِ به لمجرّد أنّ رجلاً قال أنّكِ لاتستحقّين ذلك؟ |
Gerçekten mi, Dex? Sırf adamın biri beni barda tanıdığı için mi? | Open Subtitles | لمجرّد تعرّف شخص ما عليّ في حانة؟ |
Red John Sırf bana sataşmak için yakalanma riskini almazdı. | Open Subtitles | فلن يخاطر (رِد جون) بإلقاء القبض عليه لمجرّد التهكم عليّ |
Ne diye bu çocuk iki laf etti diye ölmek zorunda? | Open Subtitles | لما سيموت هذا الفتى لمجرّد الكلام ؟ |