Brody'nin bu dövüşe hazırlanmasına yardım etmem için dünyanın öbür ucundan gelmesini istediği adamım. | Open Subtitles | أنا سأل الرجل برودي أن يطير في منتصف الطريق في جميع أنحاء العالم لمساعدته في تدريب لهذه المعركة. |
Don, stüdyoya yardım etmem için beni işe aldı. | Open Subtitles | دون إستأجرَني لمساعدته في الأستوديو. |
Babamın garajına gitmem lazım. Bilgisayarları satmasında yardım etmek için. | Open Subtitles | عليّ الذهاب إلى مرآب أبي لمساعدته في بيع أجهزة الحاسوب. |
Ona yardım etmek için hiçbir şey yapmadığını öğrendiğimdeki şaşkınlığımı düşün. | Open Subtitles | إن كنت قد فعلت شيئا لمساعدته. في 12 سنة ، وندى. |
Kendisi için yapabilecek bir şey bulmasına yetecek kadar, benim gibi. | Open Subtitles | الكثير لمساعدته في أن يصنع من نفسه شيئاً، كما فعلت أنا. |
Yıldız Filosu'nun askerleştirilmesinde vizyonunun farkında olmasını sağladım. | Open Subtitles | لمساعدته في تحقيق رؤيته العسكرية |
Ve bende cesedi gömmek için ona yardım etmem lazım. | Open Subtitles | وأنا سأذهب لمساعدته في دفن الجثـة |
Kamyonu kullanmasına yardım etmem gerekiyordu. | Open Subtitles | اضطررتُ لمساعدته في قيادة شاحنته |
bulmasına yardım etmem için sürekli yalvardı. | Open Subtitles | أبقى التسول لي لمساعدته في العثور عليه. |
John Travolta jetiyle getirdi beni. Haftaya taşınmasına yardım etmem gerekiyor artık. | Open Subtitles | أوصلني (جون ترافولتا) بطائرته، الآن سأضطر لمساعدته في الانتقال من منزله |
Geçmişinden tatsız bir şey Parasıyla yardım etmek için yaklaşır, ama artık çok geçtir, geçmişi gelir ve onu avlar. | Open Subtitles | قد تجد شيئاً كريهاً في ماضيه. يفاتحكما في الأمر لمساعدته في المال، إذن فقد عاد ماضيه لمطاردته، فمن يدري؟ |
İşine yardım etmek için biraz yol gösterdim, öyle şeyler. | Open Subtitles | قدمت بعض العروض لمساعدته في عمله , وهكذا |
Paniğe kapılma anne. Amcamız da aramaya yardım etmek için Londra'da. | Open Subtitles | لا تخشي شيئاً يا أمي لقد ذهب خالنا ل(لندن) لمساعدته في البحث |
Paniğe kapılma anne. Amcamız da aramaya yardım etmek için Londra'da. | Open Subtitles | لا تخشي شيئاً يا أمي لقد ذهب خالنا ل(لندن) لمساعدته في البحث |
Kimber, oraya Lee kardeşlerle kavgasına yardım etmek için gittiğimizi düşünüyor. | Open Subtitles | "كيمبر) يظن أننا ذاهبون لمساعدته في قتال الإخوة "لي) |
İşte bu yüzden buradayım. Yeni bir yayıncı bulmasına yardım edeceğim. | Open Subtitles | لذلك جئت، لمساعدته في إيجاد ناشر جديد، سأفعل أي شيء له |
Maiya'yı bulmasına yardımcı olacak bir şeyler aramış olmalı. | Open Subtitles | لابـد من أنه كان يبحث عن شيء ما لمساعدته في العثور على مـايـا |
Yıldız Filosu'nun askerleştirilmesinde vizyonunun farkında olmasını sağladım. | Open Subtitles | لمساعدته في تحقيق رؤيته العسكرية |