Karıma bir daha dokunursan seni hastaneden attırırım. Kim olduğun umurumda değil. | Open Subtitles | ،إذا لمستَ زوجتي مجدّداً فسأطرحك أرضاً بالشارع |
Bak bunu sadece bir kez söyleyeceğim sevdiklerimden birine bir şey olursa saçlarının tek teline dahi dokunursan... | Open Subtitles | سأقول التالي لمرّة واحدة إنْ حدث شيءٌ ما لأيٍّ ممن أُحبّهم إنْ لمستَ شعرةً من رؤوسهم |
Eğer torunuma dokunursan, ölümlerden ölüm beğen! | Open Subtitles | إذا لمستَ حفيدتي، أُقسم أنكَ ستموتُ بأبشع الطُرق. |
Elime dokunduğunda nasıl hissettirdiğini. | Open Subtitles | كيفَ كان ذلكَ الشعور عندما لمستَ يديّ |
Makineye dokunduğunda seni değiştirdi. | Open Subtitles | عندما لمستَ الآلة، غيّرك ذلك |
Eğer bir şeye dokunursan, Sweets, tamamıyla aynı şekilde geri koy. | Open Subtitles | لذا، فإن لمستَ أيّ شيء يا (سويتز) فأرجعه إلى مكانه بالضبط |
Eğer ona dokunursan,elini kaybedersin. | Open Subtitles | -إذا لمستَ تلك القلادة ستفقد يدك |
Damien, eğer çocuğumun saçının bir teline dokunursan.. | Open Subtitles | -داميان)، إن لمستَ شعرةً من طفلتي) ... |
- Said'e dokunursan... | Open Subtitles | - لو لمستَ (سعيد)... . |
Stillson'a dokunduğunda ne gördün? | Open Subtitles | ماذا رأيتَ عندما لمستَ (ستيلسون)؟ |