çıkarları ve özlemleri değil grupları düşünmeliyiz o, senin gibi, bizi ayırmaya istiyor | Open Subtitles | وليس لمصالح ولتطلعات الجماعات والمجتمعات ذلك يشبه، وكأنك تريدنا أن نتفكك |
Jimmy bizim ülkemiz kötü adamların mali çıkarları zaten. | Open Subtitles | جيمي, بلادنا هي العمل لمصالح الرجل الشرير |
Kraliyet çıkarları bu tip düşüncelerden önce gelir. | Open Subtitles | هذه الأمور تعتبر ثانوية لمصالح التاج |
Kraliyet menfaatleri sözkonusu olduğunda bu hususlar önemsizdir. | Open Subtitles | هذه الأمور تعتبر ثانوية لمصالح التاج |
Irkçılar, kendi ırkının menfaatleri başka ırkın menfaatleriyle çakıştığında kendi ırkının menfaatlerini kayırarak bu prensibi ihlal ediyorlar. | Open Subtitles | العنصريين يشكلون انتهاكا لمبدأ المساواة من خلال إعطاء المزيد من الصلاحيات لمصالح أعضاء سلالتهم عندما يتم اشتباك بين مصالحهم ومصالح أبناء السلالة الأخرى. |
Mandiba'nın şehir üzerindeki kontrolünü azaltmak, çıkarına olacağı için mi bana yardım ediyorsun? | Open Subtitles | " هل تساعدني لأن تقويض سيطرة " مانديبا على هذه المدينة مفيد لمصالح أعمالك ؟ |
Fransa'nın haritadan silinmesi, İngiliz çıkarlarına tamamen aykırıdır. | Open Subtitles | -من المضر لمصالح بريطانيا أن يتم مسح فرنسا تماماً. |
Temsilci olarak cinayet kurbanının ailesinin çıkarları için rolümü resmîleştiriyor yani. | Open Subtitles | تضفي على دوري صفة رسمية بصفتي ممثل لمصالح أسرة ...ضحية جريمة القتل |
Editörlerle, tamam mı, Ceci ile bile her zaman tasmalıydık onların şirket çıkarları için borçluyduk. | Open Subtitles | مع المحررين، حتى (سيسي) كنا دائماً مقيدين الحركة -ونستجيب لمصالح شركاتهم |
Vahşi hayatın ticari bir şekilde sömürüsüne göre, yabani hayvanların değeri insanların çıkarına hizmet ettiği faydaya indirilebilir. | Open Subtitles | الاستغلال التجاري للحياة البرية يفترض (مخطئا) قيمة الحيوانات البريه في اختزال فائدتها لمصالح البشرية، |
Yalnızca Bayan Florrick'in şirketin gelecekteki çıkarlarına burnunu soktuğu sürece. | Open Subtitles | فقط بقدر ماخاضت بها (السّيدة (فلوريك خدمه لمصالح الشركةَ |