| Onun kendi iyiliği için hemen gidin lütfen. | Open Subtitles | لمصلحتها و لمصلحتك هل لك أن تُغادر الآن, من فضلك؟ |
| Bu onun iyiliği için. Teşekkürler. Telefona bakmalıyım. | Open Subtitles | ثقي بي، هذا لمصلحتها شكرا، يجب أن أخذ هذه المكالمه |
| Kendimi kötü hissettim ama bu onun iyiliği için. | Open Subtitles | أشعر بالسوء تجاه هذا ، ولكن كان ذلك لمصلحتها |
| onun için en iyi olanı yapmaya çalışıyorum. Niye göremiyor bunu? | Open Subtitles | أحاول فعل ما بوسعي لمصلحتها لم لا تري هذا؟ |
| Bu ailenin yanından alınması onun yararına. | Open Subtitles | يصنف هذا التصرف بأنه اهمال لمصلحتها يجب نقلها فورا |
| Benim için değilse bile onun hatırı için. | Open Subtitles | ليس لمصلحتي بقدر ماهو لمصلحتها |
| Hayır, ama onun iyiliği kadar bizim iyiliğimiz için de bir çözüm bulmak zorundayız. | Open Subtitles | لا، لكن علينا إكتشاف حل لمصلحتها و مصلحتنا أيضا |
| Amerikan hükümeti kendi çıkarları için süvari kılıcını kuşanıp, şıngırdatmaya bayılıyor. | Open Subtitles | ووزارة الخارجية الأمريكية تتمتّعُ بهَزّ سيفِها لمصلحتها الشخصية |
| Lux'tan vazgeçtiğimde kendime onun iyiliği için olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | عندما تركتُ لاكس قلتُ لنفسي أنهُ لمصلحتها |
| Onun iyiliği için, Holden'a yakın olmak için eve taşındığını söyleriz. | Open Subtitles | لمصلحتها , سنقول فقط أنك عدت إلى المنزل من أجل أن تبقى أقرب لهولدن , حسناً ؟ |
| Bu aslında onun iyiliği için. | Open Subtitles | -الأمر لمصلحتها في الحقيقة، أيها الكابتن |
| Onun iyiliği için yalan söylediğimizi anlayacaktır. | Open Subtitles | و ستدرك أننا كنا نفعل ذلك ، لمصلحتها. |
| Kendi iyiliği için, umarım öyle olmaz. | Open Subtitles | لمصلحتها ، اتمنى الا تعلم أى شئ |
| Eğer o kendi iyiliği için uyaranı, dinlemezse, | Open Subtitles | اذا لم تنصت الفتاة للنصح اذن لمصلحتها |
| onun için en iyisi bu hiç olmamış gibi davranmak olur. | Open Subtitles | سيكون من الأفضل, لمصلحتها, التظاهر بأن هذا لم يحدث قط. |
| Biri bizi köşeye sıkıştırıyor ve hiç değilse onun için ne bildiklerini öğrenmek zorundayım. | Open Subtitles | شخص ما يقترب مننا، و على الأقل لمصلحتها يجب أن أعرف ماذا يعرفون |
| - "yararına". - Öyle mi? | Open Subtitles | لمصلحتها - نعم؟ |
| Sadece onun hatırı için. | Open Subtitles | إنّه فقط لمصلحتها. |
| Hayvanlarla işbirliği yapmalarının yanı sıra bitkiler bazen onların efendileri olup, kendi çıkarları için onları kullanıyorlar. | Open Subtitles | إضافة إلى التعاون مع الحيوانات تكون النباتات في بعض الأحيان سيدتها وتستغلّهم لمصلحتها |
| "...kendi çıkarı için kullanabilirdi. Çok dikkatli olmak zorundaydınız." | Open Subtitles | هى ستستعمله لمصلحتها لذا وجب عليك أن تكون حريصاً جدا |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 