Gezegeni terk etmesini sağlamak için onun psikolojik profilini kullandın. | Open Subtitles | استخدمت الملف التحليلي عن نفسيته لتتلاعب به وتدفعه لمغادرة الكوكب |
Ama ülkeyi terk etmek zorunda kalacaktık ve tüm ailemi düşünmeliydim. | Open Subtitles | لكننا سنضطر لمغادرة البلاد و كان علي ان افكر بعائلتي كلها |
Albay Mercier çok özür dileri, ama ayrılmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | العقيد مرسييه يرسل أسفه، ولكن يجد نفسه مضطرا لمغادرة البلاد. |
New York'tan bıkmıştı ve ayrılmaya ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | وكان في الغالب مجرد المرضى من نيويورك وتحتاج ذريعة لمغادرة البلاد. |
Şimdi cesaretin varsa kapsülden ayrılma zamanı. | TED | حان الوقت الآن لمغادرة كبسولة الفضاء إذا كنتَ تجرؤ على ذلك. |
Gördüğün gibi, bu evden çıkmak için her şeyi yaparım! | Open Subtitles | -سائقنا السابق كما ترى، سأفعل أيّ شيء لمغادرة هذا المنزل! |
Neredeyse 4 haftalık ve sonunda evini terk etmeye hazır... ve çölü keşfedecek... | Open Subtitles | وعمره أقل من أربعة أسابيع فإنه جاهز أخيرًا لمغادرة منزله ليجول الصحراء وحيدًا |
Ayrıca resmi tatil bitene kadar ülkeyi terk etmek zorunda da değilim yani elimizde hala bir yılbaşımız var. | Open Subtitles | وأنا لم يكن لديك فعلا لمغادرة البلاد حتى بعد عطلة الاعياد، لذلك نحن لا تزال لديها رأس السنة الجديدة. |
Çocuklar, genellikle gidecek bir yerleri olmamasına rağmen 16 yaşında yetimhaneyi terk etmek zorundalar. | TED | هناك أطفال اضطروا لمغادرة الدار في سن 16 بالرغم من أنه ليس لديهم مكانٌ يأوون إليه. |
Pakistan'ı terk etmek gerektiğinde, Avustralya en mantıklı seçenek olarak göründü. | TED | وعندما حان الوقت لمغادرة باكستان، بدت أستراليا الخيار الواضح. |
Savaşın arifesinde Ferraghur'dan ayrılmak için geçerli bir nedeniniz var mı? | Open Subtitles | ما السبب الممكن لمغادرة فاراغاو عشية المعركة |
Çocuklarımı büyüttüğüm evden ayrılmak zorundayım. | Open Subtitles | أنا مضطرة لمغادرة المنزل الذي ربّيت أطفالي فيه. |
Sanırım bu trenin istasyondan ayrılmaya niyeti yok. | Open Subtitles | أظن أن هذا القطار ليس جاهزاً لمغادرة المحطة |
Şimdi, Güneş Sistemimizden, galaksimizden ayrılmaya ve galaksiler arası uzaya girmeye hazırız. | Open Subtitles | نحن الآن مستعدون لمغادرة نظامنا الشمسي .. ومجرتنا .وندخل فضاء ما بين المجرات |
- Illinois eyaletinden herhangi bir sebeple ayrılma planın var mı? | Open Subtitles | ألديكِ أيّ خطط لمغادرة ولاية إيلنوي لأيّ سببٍ كان ؟ |
Bu odadan çıkmak için beş saniyen var. | Open Subtitles | ذلك صحيح,لديك خمس ثوان لمغادرة هذه الغرفة |
Ve günün sonunda hastaneyi terketmek için hazırlandım arabamı alarak eve gitmek için otoparka yürüdüm bu benim genelde yapmadığım bir şeydi. | TED | في نهاية الدوام, استعديت لمغادرة المستشفى وذهبت الى موقف السيارات لاخذ سيارتي والذهاب الى المنزل عندما قمت بفعل شيء لا افعله عادةً. |
Pekala. Sanırım gitme zamanımız geldi. | Open Subtitles | حسنا، أعتقد ربما حان الوقت بالنسبة لنا لمغادرة البلاد. |
Kesinlikle. Kim içinde bebek olmadıktan sonra o evden çıkmaya ihtiyaç duyar ki? | Open Subtitles | بالضبط من يحتاج لمغادرة المنزل حين لا يوجد صغــار فيه ؟ |
Beden dili avaz avaz bağırıyordu. gitmeye can atıyordu. | Open Subtitles | لغة جسمه تصرخ بذلك لا يمكنه الإنتظار لمغادرة المكان |
O yüzden şehirden gitmenin en güvenli yolu bu. | Open Subtitles | لذلك اعتقد ان هذه هي الطريقة الاكثر أمانا لمغادرة المدينة |
"Jumanji. Dünyalarını geride bırakmak için bir yol arayanlara. | Open Subtitles | جومانجي لعبة للباحثين عن طريق لمغادرة عالمهم |
Bu gemiden çıkmanın sadece iki yolu olduğunu biliyorsun, değil mi? Kelepçeyle veya ceset torbasıyla. | Open Subtitles | أنت تعلم أن هناك طريقتين فقط لمغادرة هذه السفينة، أليس كذلك؟ |
Görünüşe bakılırsa bir şeyi arıyorlar. Kasabadan gitmeliyiz. | Open Subtitles | يبدو انهم يبحثون عن شيء . لدينا لمغادرة المدينة. |
Yarın gece oradan ayrılıp ülkeyi terk edeceğini sanıyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أنها نقطة إنطلاقة لمغادرة البلاد ليلة الغد |
Evet, bu gece bir saniye bile evden çıkmamıza gerek olmayacak. | Open Subtitles | إعادة ذلك الكتف إلى مكانه أجل ، ليس هنالك سبب واحد لمغادرة هذه الشقة |