Ama onun durumunda, çok uzağa olamaz. En fazla arabayla iki günlük uzaklıkta. | Open Subtitles | لكن طبقاً لظروفها لم تذهب لمكان بعيد يومان سفر بالسيارة على الأغلب |
Oğlun buradan uzağa gidiyor ve sen onu uzun bir süre göremeyebilirsin. | Open Subtitles | سيذهب لمكان بعيد جداً ولن تريه لوقت طويل |
Araba ardında bu kadar şanzıman yağı bırakıyorsa bakıma sokulmadan fazla uzağa gitmiş olamaz. | Open Subtitles | الآن إن كانت سيارة يتسرب منها الزيت التي أحدثت الآثار إذن فلا يمكن للسائق أن يذهب لمكان بعيد بعد أن تتوقف |
çok uzaklara giden ve hala siren sesinden korkan Christina. Gerçekte kimsin? | Open Subtitles | كريستينا التي ستذهب لمكان بعيد جدًا، ومع ذلك تخاف من صوت سارينة البوليس. |
Kızının düğün gününde kocaman bir kuşun gelip pençeleriyle onu kaptığını ve çok uzaklara götürdüğünü söylerler. | Open Subtitles | وقالوا , يوم حفل زفاف إبنته طائر عظيم أتى من السماء وقام بإختطافه بمخالبه وأخذه لمكان بعيد جداً |
Onu zarar görmemesi için yeterince uzak bir yere götüreceğiz. | Open Subtitles | ..سأخذها لمكان بعيد ..وسابقيها بعيدة عن أي آذى |
Stefan'ı kaçırdım ıssız bir yere getirip öldürmeye çalıştım. | Open Subtitles | اختطفت (ستيفان) وجلبته لمكان بعيد وحاولت قتله. |
Haydi uzaklarda bir yere gidelim. | Open Subtitles | نذهب لمكان بعيد. |
İki sefer de çok uzağa gidemeden tutuklandı. | Open Subtitles | في كِلا المرّتين تمّ القبض عليه أن يهرب لمكان بعيد. |
Doğum gününde asla o kadar uzağa bir yere gitmezdi. | Open Subtitles | ما كان ليقود لمكان بعيد في يوم عيد ميلادها |
Elektriğimizi kesecekler ve ailem abimi uzağa gönderiyor. | Open Subtitles | التيار الكهربي سيفصل عن بيتنا وأهلي سيرسلون أخي لمكان بعيد |
Çok uzağa gitti ama, bugün dönmeyebilirler. | Open Subtitles | خرج لمكان بعيد جدًا، وقد لا يعود اليوم. |
Çok uzağa gitti ama, bugün dönmeyebilirler. | Open Subtitles | خرج لمكان بعيد جدًا، وقد لا يعود اليوم. |
uzağa mı gidiyorsunuz? | Open Subtitles | أنت ذاهباً لمكان بعيد ؟ |
Kraliçeden kurtulmak için çok uzaklara gidiyorum. ...ama sizlerle harika günler yaşadım. | Open Subtitles | "سأذهب لمكان بعيد أئمن فيه شرّ الملكة، لكنّي أعلم أنّي سأذكر أوقاتنا سويّا للأبد" |
Uzaklara, çok uzaklara gitmeliyiz. | Open Subtitles | نحتاج للذهاب لمكان بعيد جداً |
Çok, çok uzaklara gitmemiz lazım. | Open Subtitles | نحتاج للذهاب لمكان بعيد جداً |
10 dakikaya kadar çıkmazsam, parayı al ve uzak bir yere git. | Open Subtitles | و إذا لم أخرج لك بعد 10 دقائق ، تأخذين المال و تذهبين لمكان بعيد |
Çok uzak bir yere gitmem gerekirse ve orada bana hangi yolda gideceğimi söyleyecek kimse olmazsa? | Open Subtitles | ماذا إن أضطررت إلى الرحيل لمكان بعيد حقًا.. ولم يكن هناك أحد ليخبرني بأي طريق أسلك؟ |
Stefan'ı kaçırdım ıssız bir yere getirip öldürmeye çalıştım. | Open Subtitles | اختطفت (ستيفان) وجلبته لمكان بعيد وحاولت قتله. |
Ve Cassie Lockhart'ın tek istediği uzaklarda bir yere gitmek. | Open Subtitles | (وكل ماتريده (كاسي لوكهارت هو الذهاب لمكان بعيد |