diyoruz. Şimdi, canlandırmak için, arabanızla Bir yere gittiğinizi düşünün. | TED | والآن لتوضيح ذلك، أريد منكم تخيل أنك تقود لمكان ما. |
Tamam, o zaman Bir yere gidip, bir şeyler yaparız. | Open Subtitles | , حسناً نحن سنذهب لمكان ما . لنستمتع بعض الوقت |
Hayır. Bir yere ulaşmaya çalışıyordum ve biri beni durdurmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | كلاّ، كنت أحاول الذهاب لمكان ما وكان ثمة من يحاول منعي، |
İlla Bir yere gitmek istiyorsanız şelaleleri veya mağaraları görmeye gidin. | Open Subtitles | ان كنتي ضروري تذهبين لمكان ما اذهبي لمشاهدة الشلالات او الكهوف |
Sen yarın onları bir yerlere götürür müsün diye soracaktım. | Open Subtitles | وأتساءل عما إذا كان بإستطاعتك اخذهم للخارج لمكان ما غداً |
Bunların yakın zamanda Bir yere gidebileceğini sanmıyorum. - Terk et burayı. | Open Subtitles | لا أعتقد بأن هؤلاء سيذهبوا لمكان ما قريبًا فقط اخرج من هنا |
İşimi Bir yere taşımam gerekiyordu ve burası bana iyi hizmet vermiştir. | Open Subtitles | يجب ان احضر عملى لمكان ما و هذا المكان كان جيدا لى |
Hadi, Bir yere gitmemiz lazım. Öyle bir şey işte. | Open Subtitles | هيا، علينا الذّهاب لمكان ما أو نكون، شيءٌ مثل هذا. |
Siz alışverişle ilgilenirken... ben bu bok çuvalını başka Bir yere götüreceğim. | Open Subtitles | سأجعلكم تتولون هذه الصفقة، بينما أخذ هذا القذر لمكان ما وأتخلص منه. |
Vücudumuz öldüğünde o enerjinin Bir yere gidiyor olması lazım. | Open Subtitles | عندما ترحل أجسادنا يجب أن تذهب هذه الطاقة لمكان ما |
Her şeyi kaydediyormuş ama bilgisayarın sistemine değil, uzakta Bir yere. | Open Subtitles | إنه يُسجل كل شيء وليس إلى النظام ، لمكان ما بعيد |
Adam ya onu korkutmak istedi, ya da onu Bir yere götürmek istedi. | Open Subtitles | أو حبيب هذا الشخص أراد إما أن يخيفه أو أن يأخذه لمكان ما |
Eğer Bir yere gidecekseniz ben de sizinle gelebilir miyim? | Open Subtitles | إذا كنتم ستذهبون يا رفاق لمكان ما أيمكنني القدوم معكم؟ |
Babamı arabayla Bir yere bırakmam gerekir diye evde bekliyordum ben de. | Open Subtitles | كنت أنتظر في المنزل في حال احتاج أبي إلى توصيلة لمكان ما |
Daimi ailemi bulmayi düsündüm, nihayetinde Bir yere ait olacaktim. | Open Subtitles | لطالما ظننتي أنّي إن وجدت والديّ، فسأنتمي جميعًا لمكان ما. |
Aileleri, sevdikleri insanların güvenli Bir yere götürülmesini istiyordu. | TED | ما حدث هو أن تلك الأسرة توجب عليها أخذ أبنائها لمكان ما آمن. |
Ve eğer siz de benim gibiyseniz, zamanınızın önemli bir bölümü Bir yere giderken, uçaklarda geçirdiniz. | TED | وإذا كنتم مثلي، في طائرة لجزء كبير من وقتكم تسافرون لمكان ما. |
Sizi Bir yere bırakayım mı, genç bayan? | Open Subtitles | هل يمكننى أن أصطحبك لمكان ما أيتها الشابة ؟ |
bir yerlere gidelim istemiştim. Kahve içelim belki dondurma yiyelim. | Open Subtitles | أردت الذهاب لمكان ما وربما أتناول بعض المثلجات أو القهوة. |
Bana söylediler. Bu tamamen senin benim ve bir yerlere gitmek ve de duygularla ilgili... | Open Subtitles | قد اخبرونى، لقد كان الأمر عنك وعنى وعن الذهاب لمكان ما وعن المشاعر |
Kilise, tarikat. Tarikat, kilise. Pazarları başka bir yerde sıkılacağız. | Open Subtitles | من الطائفة للكنيسة ومن الكنيسة للطائفة لذا سيكون هذا مملاً، أيمكننا الذهاب لمكان ما أيام الآحاد؟ |
Alet-edevatı olan bir yer bulana kadar yalnız olamam. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نكون لوحدنا مالم نذهب لمكان ما |
Bir yerlerde sola dönüş mü yaptıracaksınız bana? | Open Subtitles | أستأخذني لمكان ما لأقوم بالإلتفافات اليُسرى |
Mona, burada başının çaresine bakabilir misin yoksa başka yere mi götüreyim? | Open Subtitles | مونا " هل ستكونين بخير هنا " أم آخذك لمكان ما ؟ |
Baba, lütfen, konuşmak için biryere gidelim. | Open Subtitles | أبي, أرجوك دعنا نذهب لمكان ما ونتحدث عن الأمر. |
Tüymek istiyorsan, ikimiz biryerlere gidebiliriz. | Open Subtitles | إذا أردتي الإنسحاب يمكننا الذهاب لمكان ما ؟ |