Nereden geldiğini bilmiyorum, zaten umrumda da değil ama birden bir altın madeni buldum ama ilk başta o görüntüleri kaydedecek ekipmanım yoktu. | Open Subtitles | إسمعا، لم أكن أعرف مكان قدومه، ولم أكن أهتمّ حقاً. كنتُ أجلس على منجم ذهب، إنّما لمْ تكن لديّ المُعدّات لتسجيله في البداية. |
Dışarıdaki sirenleri duyduk ama hiç haberimiz yoktu. | Open Subtitles | سمعنا صفارات الإنذار في الخارج، لكن لمْ تكن لدينا فكرة. |
Son zamanlarda kendinde değilmiş, orası kesin. | Open Subtitles | أنّها بلا ريب لمْ تكن بطبيعتها بالآونة الأخيرة. |
Yanlış zamanda yanlış yerde değilmiş. Hedef oymuş. | Open Subtitles | لمْ تكن في المكان والوقت غير المُناسبان، بل كانت الهدف. |
Krallığı yönetmeye uygun değildin ve emin ol bu kasabaya da uygun değilsin. | Open Subtitles | لمْ تكن مناسباً لإدارة المملكة و طبعاً لن تكون مناسباً لإدارة هذه البلدة |
Hiç mutlu olmadı babamla birlikteyken bile. | Open Subtitles | لمْ تكن يوماً سعيدة، أقصد، ولا حتى عندما كان والديّ معاً. |
- Evet. Peki ya takvimdeki tek araç o değilse? | Open Subtitles | ماذا إذا لمْ تكن تلك الشاحنة الوحيدة على الجدول الزمني؟ |
Nerede olduğunu sordum. Nerede olmadığını değil... | Open Subtitles | سألتك عن المكان الذي كنت فيه، وليس المكان الذي لمْ تكن فيه. |
O depoda ne olduğuna dair bir fikrim yoktu. Bu... | Open Subtitles | لمْ تكن لديّ أيّ فكرة على الإطلاق عمّا كان في وحدة التخزين. |
Duyduğum adamın böyle bir aksanı yoktu. | Open Subtitles | الرجل الذي سمعته يصرخ لمْ تكن لديه لكنة كتلك. |
Onu satmaya çalıştı ama doğru bağlantıları yoktu. | Open Subtitles | لقد حاولت بيعه، لكن لمْ تكن لديها الصلات الصحيحة. |
Ama ateş, diş minesini eritecek kadar sıcak değilmiş. | Open Subtitles | لكن لمْ تكن الشُعلة ساخنة كفاية لحرق المينا. |
O gece kötü kaybetmiş. Gecesinde değilmiş. | Open Subtitles | لقد خسر بشكل كبير في تلك الليلة، لمْ تكن ليلة جيّدة له. |
Onun için böyle değilmiş ama. Bunu kullanacaktır. | Open Subtitles | ،حسنٌ , لمْ تكن عابرةً بالنسبةِ له وإنهُ سوفَ يستغلُها |
Geçen gece gitmek zorunda değildin. | Open Subtitles | أتعرف، لمْ تكن مُضطراً للمُغادرة في تلك الليلة. |
Ama bunu bilemezdin. Çünkü hesabı açan sen değildin. | Open Subtitles | لكنّك لن تعرف ذلك لأنّك لمْ تكن الشخص الذي قام بفتحه. |
O kadın hayatı boyunca bir kurban olmadı. | Open Subtitles | تلك المرأة لمْ تكن ضحيّة قط في حياتها كلها. |
Seni düşünmediğim bir anım bile olmadı. | Open Subtitles | لمْ تكن هناك لحظة واحدة لمْ أفكّر فيها بكِ. |
Sizin için de sorun değilse, gelecek ayın kirasını çıkarmak istiyorum. | Open Subtitles | أودّ أن أدفع إيجار الشهر المُقبل إذا لمْ تكن تُمانع. |
Ama bana, buna daha hazır olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لكنّها أخبرتني أنّها لمْ تكن مُستعدّة لذلك بعد. |
Haddimi astigimi biliyorum ama son zamanlarda pek kendinizde degil gibisiniz. | Open Subtitles | سيّدي، أعلم أنّي أتجاوز حُدودي هنا، لكنّك لمْ تكن بطبيعتك مُؤخراً. |
Bu tarz biri değilsen bile, zamanla öyle olursun. | Open Subtitles | حتى لو لمْ تكن كذلك ستصبح هكذا |
Yüz dolarlık banknotta resmi olmasaydı kim olduğu bile bilinmezdi. | Open Subtitles | لو لمْ تكن صورته على ورقة الـ 100 دولار لما عرفه أحدٌ حتّى |
Zihnim daha önce hiç bu kadar berrak olmamıştı. | Open Subtitles | كل حياتي وأفكاري لمْ تكن واضحةً كما هي اليوم. |
O beni aramıyordu. Finch'i arıyordu. | Open Subtitles | لمْ تكن تبحث عنّي. |