Asla, değişmek için geç değil derim. | Open Subtitles | إنّي أقول دائماً، لمْ يفت الأوان أبداً للتغيير. |
Çok geç değil. Hala engel olabiliriz, değil mi? | Open Subtitles | لمْ يفت الأوان، ما زال بوسعنا إيقافها، صحيح؟ |
Ama unutma bir öncekinde geç kalmak hoşuna gitmemişti bu sefer hiç de geç değil. | Open Subtitles | تذكر فحسب، لمْ يُعجبكَ فواتُ الآوان بالمرة الماضية. لكن هذه المرة لمْ يفت الآوان. |
Bunu düzeltmek için geç değil. | Open Subtitles | لمْ يفت الأوان كثيراً لإصلاح الأوضاع |
Çok geç değil leydim. Geri dönebiliriz. | Open Subtitles | لمْ يفت الوقت يا سيدتي، يمكننا العودة. |
Bunu şimdi durdurabilirsin. Çok geç değil. | Open Subtitles | يمكنك إيقاف ذلك الآن لمْ يفت الآوان. |
Ama hâlâ çok geç değil. | Open Subtitles | لكن لمْ يفت الأوان بعد. |
Söylemen yeter. Yeniden başlamak için çok geç değil. | Open Subtitles | لمْ يفت الأوان لبداية جديدة |
Hala bir şeyleri düzeltmek için geç değil. | Open Subtitles | لمْ يفت الأوان لتصحيح الأمور |
Catherine, silahı bırakman için hâlâ çok geç değil. | Open Subtitles | -كاثرين)، لمْ يفت الأوان بعد لإخفاض المُسدّس) . |