Mesajlarımı kontrol edecek bir dakikam bile olmadı. | Open Subtitles | لم أحظَ بأية لحظة لنفسي حتى أفحص رسائلي. |
Bu süre içinde kendime ayırdığım tek bir gece bile olmadı. | Open Subtitles | "وطوال ذلك الوقت، لم أحظَ بليلة واحدة لنفسي" |
Kardeşinle tanışma fırsatı bulamamam çok kötü oldu. | Open Subtitles | من المؤسف للغاية أنني لم أحظَ بشرف لقاء أخيك. |
Kardeşinle tanışma fırsatı bulamamam çok kötü oldu. | Open Subtitles | من المؤسف للغاية أنني لم أحظَ بشرف لقاء أخيك. |
Okuma şerefine erişemedim. | Open Subtitles | لم أحظَ بشرف قراءته. |
Olan bitenden sonra, davayı derinlemesine inceleme fırsatım olmadı. | Open Subtitles | من ناحية أخرى، أنا لم أحظَ بوقتٍ كافٍ لمعرفة تفاصيل القضية |
Bundan böyle, hiç sahip olmadığım lezbiyen kardeşimsin. Ateşkes mi? | Open Subtitles | من الآن فصاعداً ستكوني أختي التي لم أحظَ بها،اتفقنا؟ |
Bu süre içinde kendime ayırdığım tek bir gece bile olmadı. | Open Subtitles | "وطوال ذلك الوقت، لم أحظَ بليلة واحدة لنفسي" |
Çünkü o seans hakkında düşünme şansım bile olmadı. | Open Subtitles | لأني لم أحظَ على فرصة للتفكير بذلك |
Bir hoşçakal deme şansım bile olmadı. | Open Subtitles | أنا لم أحظَ أبدًا بفرصة لتوديعه |
- O zevke hiç erişemedim. | Open Subtitles | لم أحظَ بالشرف |
- O zevke hiç erişemedim. | Open Subtitles | لم أحظَ بالشرف |
Onunla nasıl oynayacağımı düşünme fırsatım olmadı ve sen sana vermemi istiyorsun? | Open Subtitles | حتى أنني لم أحظَ بفرصة للتفكير في كيفية اللعب به وتريدين مني تسلميه إليكِ بالفعل ؟ |
Son görüşmemizde sana sorma fırsatım olmadı sergi hoşuna gitti mi? | Open Subtitles | لم أحظَ بفرصة لكي أسألك في لقائنا الأخير ولكن هل استمتعت بالمعروضات؟ |
Ve sizin, benim hiç sahip olmadığım kocaman bir aileniz var. | Open Subtitles | و قد كنتم عائلتي الكبيرة التي لم أحظَ بها |
Dean, bıraktığım bir yıl boyunca hiç sahip olmadığım bir şey yakaladım. | Open Subtitles | (دين)، العام الذي أخذته أجازة، كان لدي شيءٌ لم أحظَ به قط |