Sessiz gelince duymadım seni, dalmışım. | Open Subtitles | لم أسمعك وأنت تدخلين كنت غارقة في أفكاري |
İçeri girdiğinizi duymadım. Nasıl yardımcı olabilirim? | Open Subtitles | لم أسمعك وأنت تدخل كيف لي أن أساعدك ؟ |
- Nathan, geldiğini duymadım. | Open Subtitles | أوهـ,نايثن, لم أسمعك وأنت تدخل |
Bağışlayın. Geldiğinizi duymadım. | Open Subtitles | أعذرنى لم أسمعك وأنت تقترب |
Geldiğini duymadım. | Open Subtitles | لم أسمعك وأنت قادم |
-Merhaba Thomas, geldiğini duymadım. | Open Subtitles | " مرحباً " توماس لم أسمعك وأنت تدخل |
- Önemli değil. - Sadece kapıyı çaldığını duymadım, o kadar. | Open Subtitles | أنا فقط لم أسمعك وأنت تطرق الباب ...لويس - |
Geldiğini duymadım. | Open Subtitles | لم أسمعك وأنت تدلُف |
Dün gece geldiğini duymadım. | Open Subtitles | لم أسمعك وأنت تدخل البارحة |
Geldiğini duymadım. | Open Subtitles | لم أسمعك وأنت قادم |
Üzgünüm, aşağıya indiğini duymadım. | Open Subtitles | آسف لم أسمعك وأنت قادمة |
Ödümü koparttın Zoé. Geldiğini duymadım. | Open Subtitles | لقد أخفتيني يا (زوي)، لم أسمعك وأنت تأتين! |
Geldiğini duymadım. Nasıl görünüyorum? | Open Subtitles | لم أسمعك وأنت تدخل المنزل |
Özür dilediğini hâlâ duymadım. | Open Subtitles | لم أسمعك وأنت تعتذرين بعد |
Geldiğini duymadım. | Open Subtitles | لم أسمعك وأنت تدخل |
Döndüğünü duymadım. | Open Subtitles | لم أسمعك وأنت عائد |
- Geldiğini duymadım. | Open Subtitles | لم أسمعك وأنت تدخل. |
Girdiğini duymadım. | Open Subtitles | - لم أسمعك وأنت تدخل |
Andrew, geldiğini duymadım. | Open Subtitles | أوه، (أندرو). لم أسمعك وأنت قادم. |
Will! Merhaba. Geldiğini duymadım. | Open Subtitles | (ويـل)، مرحبا، لم أسمعك وأنت قادم! |