Sabahları üç saat bir kafede oturduğunu söylediklerinde onlara inanmadım. | Open Subtitles | عندما أخبروني أنك كنت تجلس في القهوة لثلاثة أيام لم أصدقهم |
Sabahları üç saat bir kafede oturduğunu söylediklerinde onlara inanmadım. | Open Subtitles | عندما أخبروني أنك كنت تجلس في القهوة لثلاثة أيام لم أصدقهم |
Raporlardan haberdardım. Sadece onlara inanmadım. | Open Subtitles | كنت على علم بالاحداث و لكننى لم أصدقهم |
Senin yeminini bozduğunu söylediklerinde onlara inanmamıştım. | Open Subtitles | لم أصدقهم حينما أخبروني أنّكَ خرقتَ نذركَ. |
Yeminini bozduğunu söylediklerinde inanmamıştım. | Open Subtitles | لم أصدقهم حينما أخبروني أنّكَ خرقتَ نذركَ. |
Ama onlara inanmadım. Şankaraçarya tapınağıyla... | Open Subtitles | لكنى لم أصدقهم عرفت انه طالما |
Elbette ilk başta onlara inanmadım, ama bana kanıt yollayacağını söyledi. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}،بالطبع لم أصدقهم بالبدء لكنه قال إنه سيرسل لي دليلًا. |
Kandırıldıklarını söylediklerinde bu iki salağa inanmamıştım. | Open Subtitles | لم أصدقهم بالطبع عندما أخبروني أنه تم خداعهم... |
Burada olduğunu duyunca kulaklarıma inanmamıştım. | Open Subtitles | لم أصدقهم حين أخبروني بحضورك |