Biliyorsun sizin bu yaptıklarınıza hiç inanmadım ama doğru olmayan bir şeyler var. | Open Subtitles | لم أصدّق أبدًا بأمور الخوارق التي تعملان بها لكن هناك ما يُثير الريبة |
Biliyor musun, bir deneme uçuşunda düştüğüne hiç inanmadım. | Open Subtitles | ..تعلم أنني لم أصدّق أن طائرتك سقطت خلال رحلة تجريبية |
Bu güzel varlığa sahip olduğuma inanamadım | TED | لم أصدّق حينها بأنّني حظيتُ بفرصةِ امتلاكِ هذا المخلوقِ الجميل. |
Polis olduğunu söylediler. İnanamadım. | Open Subtitles | سمعت أنّك كنت في شرطة الولاية، بيد أنّي لم أصدّق ذلك |
Biri bana ülkeden çıkmak isteyen iki adam olduğunu söylediğinde bunun doğru olduğuna inanmam. | Open Subtitles | حينما أخبرني أحدهم، بأنّ هنالك شخصين يريدان الخروج من أمريكا لم أصدّق ذلك |
Haberlerde de bir şeyler duydum ama inanmamıştım, kim peki? | Open Subtitles | أجل، لقد سمعتُ شيئاً حول هذا الموضوع على الأخبار، ولكنّي لم أصدّق ذلك. من هو؟ |
Hayatın bu kadar güzel olmasına inanamıyordum. | Open Subtitles | لم أصدّق هذه الراحة التي أنعم بها |
Boğularak ölümün acısız olduğu efsanesine hiç inanmadım, ya siz? | Open Subtitles | لم أصدّق أبداً المقولة بأن الموت غرقاً ليس به ألم، ماذا عنك؟ |
Ciddi olduğuna inanmadım ama bu sabah kalktığımda söylediklerini kafamdan atamıyordum. | Open Subtitles | لم أصدّق أنه كان جادًا وعندما استيقظت هذا الصباح ظلّ حديثه يصدع في رأسي |
İnanmadım ama sonra Donnie, ona işe yarayabileceğini gösterdi. | Open Subtitles | لم أصدّق ذلك، ثم أظهر له "دوني" أن الأمر قد ينجح فعلا |
Kendi gözlerimle görene kadar inanmadım. | Open Subtitles | لم أصدّق إلا حتى شهدت عِيانًا. |
Barmen senin kim olduğunu söylediğinde inanamadım biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف ، لم أصدّق عندما أخبرني ساقي الحانة عن هويّتك |
- Gördüğümde inanamadım. - Sizce kiminle konuşuyor? | Open Subtitles | - أنا لم أصدّق عندما رأيت هذا مع من يتكلم تعتقدين |
- Gördüğümde inanamadım. - Sizce kiminle konuşuyor? | Open Subtitles | - أنا لم أصدّق عندما رأيت هذا مع من يتكلم تعتقدين |
Görmüştüm bunu. Ama pek inanamadım. Müthiş bir şey. | Open Subtitles | لقد رأيت ذلك، لكنّني لم أصدّق. |
Dediğim gibi, büyüye hiç inanmam. | Open Subtitles | مثلما قلت, انا لم أصدّق أبداً بالسحر. |
Yani büyüye filan hiç inanmam. | Open Subtitles | أعني... لم أصدّق أبداً في السحر حقاً. |
Başta inanmamıştım ama bu adam, yani adam sanki insan değil. | Open Subtitles | لم أصدّق الأمر بالبداية لكنّ ذاك الرجل وكأنّه ليس إنسانًا |
Farkındayım ama gerçekleşeceğine inanmamıştım hiç. | Open Subtitles | أدري، أنا.. لم أصدّق أنه سيحدث. |
Ne kadar büyük ne kadar gürültülü olduğuna inanamıyordum. | Open Subtitles | لم أصدّق درجة الضخامة و الشدّة |
İnanamıyordum. Hapse girecektim. | Open Subtitles | لم أصدّق هذا كنت ذاهباً الى السجن |