Bak, hasta olduğunu bilmiyordum ve öldüğün için de çok üzgünüm. | Open Subtitles | انظري لم أعرف أنكِ مريضة وأنا آسفة لموتكِ |
Orada olduğunu bilmiyordum. Golf eldivenimi gördün mü? | Open Subtitles | لم أعرف أنكِ هنا هل رأيتِ قفازات الغولف؟ |
Kiliseye ilk geldiğinde buralı olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | حينما أتيتِ أول مرة للكنيسة، لم أعرف أنكِ من السكّان المحليين. |
Duşta olduğunu bilmiyordum." olur. | Open Subtitles | "آه، آسف جداً لم أعرف أنكِ تأخذين حماماً" |
Bu tür müzik sevdiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف أنكِ تحبين هذه الأغاني |
Duşta olduğunu bilmiyordum." olur. | Open Subtitles | "آه، آسف جداً لم أعرف أنكِ تأخذين حماماً" |
Anne, üniversite mezunu olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | أمي، لم أعرف أنكِ ارتدتِ الجامعة |
Hala bu kadar etkin olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف أنكِ مازلتِ ناشطة في هذا المجال |
Aslında bu kadar ileri görüşlü olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف أنكِ بعيدة النظر إلى هذا الحد. |
Evde olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف أنكِ بالمنزل |
Burada olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | مرحباً، لم أعرف أنكِ هنا |
- Ben, uh.. wow, özür dilerim. Uyanık olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | أنا آسف لم أعرف أنكِ مستيقظة |
İçici olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف أنكِ مدخّنة |
- Evli olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | -كيف لم أعرف أنكِ متزوجة ؟ |
Ajan olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | ....... أوه، لم أعرف أنكِ |
Meşgul.. olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف أنكِ ... تتسلين |
Viski sevdiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف أنكِ تشربين النبيذ الاسكوتلندي |