| İlk isimlerinizi kullandığınızı fark etmemiştim. | Open Subtitles | لم ادرك انكما تناديان بعضكما بالاسم الاول |
| Donunu çubuk krakerle dolduracağını fark etmemiştim. | Open Subtitles | تباً , انا لم ادرك انك ستجلب سروالك الداخلي للمعركه |
| Gidiyoruz. Yaşlı birisiyle geldiğinin farkında değildim. | Open Subtitles | انا لم ادرك ان لديك احد قليل قدرة. |
| O sıra farketmedim ama ikimizin arası açılmıştı | Open Subtitles | لم ادرك ذلك الوقت ان تلك اللحظة صنعت شق بيننا |
| Olabilir ama bugüne kadar onun bu duygusunun nekadar şiddetli olduğunu farketmemişim | Open Subtitles | نعم ولكنى لم ادرك حتى اليوم، كم هو شديد هذا الشعور |
| Tanrım, bu kadar eşya olduğunu fark etmemişim. | Open Subtitles | يالهي.. لم ادرك انك تملكين الكثير من الاغراض هناك |
| Geçen gün gazetede görene kadar ne kadar yakın olduğumuzu farketmemiştim. | Open Subtitles | لم ادرك كم كنا قريبين حتى رايتها في الجريدة اليوم الماضي |
| İtiraf etmeliyim ki, çocuğun gerçek değerini şimdiye dek fark edememiştim. | Open Subtitles | يجب ان اعترف لم ادرك قيمه هؤلاء الاولاد الا الان |
| fark etmemiştim... emekliliğimin seni mahvedeceğini. | Open Subtitles | انا لم ادرك ان تقاعدي سيؤثر عليك |
| Tanrı aşkına. Onun bizimle olmadığını bile fark etmemiştim. | Open Subtitles | اللعنة , انا حتى لم ادرك انها ليست معنا |
| Bu kadar güzel olduğumu hiç fark etmemiştim. | Open Subtitles | انا لم ادرك ابداً انني كنت جميلة جداً |
| Senin de Amerikalı olduğunuzu fark etmemiştim. | Open Subtitles | لم ادرك انك ايضاً امريكي الجنسية ايضا |
| O kadar belli olduğunun farkında değildim. | Open Subtitles | لم ادرك ان هذا واضح |
| Senden izin almam gerektiğinin de farkında değildim. | Open Subtitles | و لم ادرك انى بحاجة لأذنك |
| farkında değildim. | Open Subtitles | لم ادرك |
| Bunun orada olduğunu farketmedim. | Open Subtitles | لم ادرك أن هذه الدمية كانت موجودة. |
| Anne seni almaya geliyor. Ah! Burada olduğunu farketmedim. | Open Subtitles | ماما اتيه لتنال منك لم ادرك انك هنا |
| Ne kadar geç olduğunu farketmemişim. | Open Subtitles | لم ادرك اننا تاخرنا الى هذا الحد |
| Onları ne kadar özlediğimi farketmemişim. | Open Subtitles | . اعتقد اننى لم ادرك كم اشتقت لهم |
| Çok az haber makalesi bulunduğunu fark etmemişim. | Open Subtitles | لم ادرك انه يوجد القليل فحسب من المقالات التى يمكن ايجادها |
| Kutunun dolu olduğunu farketmemiştim. | Open Subtitles | لم ادرك انه كانت علبه كامله |
| Seni tatmin etmek için 42 inç olmak gerektiğini fark edememiştim. | Open Subtitles | لم ادرك ان التلفاز ال 42 بوصة هو الذي يُرضيكي |
| Vay canına, John. Memleketine düşkün olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | ياللجحيم , جون , انا لم ادرك انك بهذا الكم من الوطنيه |