Senin nasıl olduğunu sorma fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم تتسنى لي الفرصة لأطمئن عليك حتى الان هل أنت بخير؟ |
Ona söyleyecektim ama fırsatım olmadı. | Open Subtitles | كنت أريد إخباره، لكن لم تتسنى لي الفرصة. الكثير من هذه الصناديق هنا، |
Senin nasıl olduğunu sorma fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم تتسنى لي الفرصة لأطمئن عليك حتى الان |
Seninle konuşma fırsatım olmadı. | Open Subtitles | انا لم تتسنى لي الفرصة للكلام معك |
Karnını doyurmaya fırsatım olmadı. | Open Subtitles | إنها جائعة، لم تتسنى لي الفرصة لإطعامها |
Size teşekkür etmeye fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم تتسنى لي الفرصة لكي اشكرك |
Raporu bitirmeye fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم تتسنى لي الفرصة بأن أنهيه |
Henüz okumaya fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم تتسنى لي الفرصة لقراءته |