Kendini olayların öyle olduğuna ikna etti. Çünkü ona olan ilgimi kaybedip başka kızlarla takılmamı kabul edemedi. | Open Subtitles | لقد أقنعت نفسها بأن ذلك هو ما حدث لأنها لم تتقبل أنني فقدت الاهتمام بها |
-Ama Mary kabul edemedi. | Open Subtitles | إلا أن ماري لم تتقبل ذلك |
-Sanırım Donna onu iyi karşılamadı. -Neyi iyi karşılamadı? | Open Subtitles | انا اعتقد انه لم تتقبل بالامر جيد تتقبل ماذا؟ |
Kırmadan ayrılmaya çalışmıştım ama pek iyi karşılamadı. | Open Subtitles | حاولت أن أهجرها بطريقة سلسة لكن لم تتقبل الأمر بشكل جيد |
- Pek iyi karşılamamış. - Öyle. | Open Subtitles | لم تتقبل الأمر كلا |
Ama bittiğinde bunu pek de olgun karşılamadı. | Open Subtitles | و حين انتهت لم تتقبل الأمر بروح رياضية |
Ama sarhoş sağdıç gölete çıplak girince Amy pek iyi karşılamadı. | Open Subtitles | لكن عندما غاص أحد الأعراس الثملين في مستنقع الزنابق , لم تتقبل (ايمي) ذلك جيدا |
Ziyaretini pek iyi karşılamadı. | Open Subtitles | هي لم تتقبل زيارتك بنحو جيد |