O zaman sanırım daha önce eşyalarımı karıştırırken bir şey bulamadın. | Open Subtitles | أظنك لم تجدي شيئاً عندما عبثتي بأشيائي. لنهدأ قليلاً. |
Bana da bir eş bulamadın daha. | Open Subtitles | لا عجب,أنتي لم تجدي لي زوجة بعد |
Teftiş yapacak çocuk hizmetleri görevlisi bulamadınız ve kendiniz teftişe çıktınız. | Open Subtitles | دعيني اخمن لم تجدي احدا من خدمة رعاية الاطفال ليعود اذن اتيتِ للتفتيش |
Cam sebepli, kesik yaraları bulamadınız, değil mi? | Open Subtitles | لم تجدي جروح عليها زجاج أو طلاء؟ لا لماذا؟ |
Yayıncına gideceksin ve ona her açıdan denediğini ama söylediklerimde garip ya da şüpheli bir şey bulamadığını söyleyeceksin. | Open Subtitles | ستذهبين للناشر و تقولين أنكِ جربتي كل الطرق لكنك لم تجدي شيء مريب أو غريب فيم أخبرتك به |
Bir şey bulamazsan, hepsi özel olur ve tükenirsin. | Open Subtitles | اذا لم تجدي شيئا الضحايا كلهم سيصبحون خاصين بالنسبة لك وأنت سوف تهلكين |
Yani, kıza göndediğin not işe yaramadı mı? | Open Subtitles | إذن الملاحظة إلى الفتاة لم تجدي نفعاً ؟ |
Tam podyumda koltuklar bulamadın mı? | Open Subtitles | لم تجدي مقاعد بالمدرجات مباشرة |
evlenecek başka birini bulamadın mı? | Open Subtitles | لم تجدي أحداً آخر في 60 مليون من الناس؟ |
Çünkü henüz doğru yeri bulamadın. Bulacaksın. | Open Subtitles | لأنكِ لم تجدي المكان الصحيح بعد ستفعلين |
Eşyaların için hâlâ uygun bir yer bulamadın değil mi? | Open Subtitles | أمازالت لم تجدي بقعة مرضية لأشيائكِ؟ |
Taksi mi bulamadın? Seni arabamla bırakayım mı? | Open Subtitles | لم تجدي تاكسي, ساوصلك بسيارتي |
Fakat tecavüz olduğuna dair bir kanıt bulamadınız. | Open Subtitles | ولكنك لم تجدي أدلة على الاغتصاب |
Ama suçla bir bağlantısını bulamadınız. | Open Subtitles | لكنكِ لم تجدي صلةً له بالجريمة. |
Cam sebepli, kesik yaraları bulamadınız, değil mi? | Open Subtitles | لم تجدي جروح عليها زجاج أو طلاء؟ |
Ve hala hangi kranlık gücün bu sığınağı tuttuğuna dair bir ipucu bulamadınız? | Open Subtitles | إلا أنكِ لم تجدي أية خيوط تدل على ماهية القوة الشريرة... التي استحوذت على هذا الملاذ؟ |
İki faktörü de ayrı ayrı ele alırsan kesin değildir ama onları bir araya getirdiğinde her şey ortadadır adamınızı henüz bulamadınız çünkü o bir kadın. | Open Subtitles | كل عامل، إن أخذته على حدة لا يمنحك دليلاً قاطعاً و لكن إن جمعت جميع العوامل معاً ...إتضح الأمر لم تجدي رَجلك لأنه إمرأة |
Beni buraya hiçbir şey bulamadığını söylemek için mi çağırdın? | Open Subtitles | جعلتني آتي إلى هنا لتخبريني بأنّكِ لم تجدي شيئا؟ |
Telefonunla konuşurken telefonu bulamadığını söylemiştin. | Open Subtitles | ماذا عن المرة التي لم تجدي فيها هاتفك وإتضحأنكِتتحدثينفيه |
Lütfen hiçbir şey bulamadığını söyle. | Open Subtitles | أرجوكِ أخبريني أنك لم تجدي أي شيء. |
Ve eğer bulamazsan kayıp, dengesiz ve tamamen fazla ince ayrılmış olacaksın. | Open Subtitles | وإذا لم تجدي نفسكِ ستصبحين خاسرة ، وغير متوازنة وفي نهاية المطاف ، ستصبحين ضعيفة جداً |
İş bulamazsan evde olarak kayıt edilirsin ve buradan çıkamazsın. | Open Subtitles | إذا لم تجدي وظيفة فستعيني هنا مما يعني أنك لن تستطيعي الخروج |
- Ama pek işe yaramadı, değil mi? | Open Subtitles | لم تجدي معكِ، بالرغم من هذا، أليس كذلك؟ |