Bu nedenle, kocasından gelen mektubu almamış gibi davrandı. | Open Subtitles | ولهذا السبب إدعت أنها لم تستلم رسالة من زوجها قط |
Ama dört aile çocuklarının cesedini almış, ikisi almamış. | Open Subtitles | ولكن أربعة عائلات هي التي تسلمت جثث أولادها وإثنتان لم تستلم |
Ama üniversite nakliyeyi almamış. | Open Subtitles | بإستثناء أن الجامعة لم تستلم الشحنة أبدا. |
üyeler öldürüldükten sonra hükümetin maden hakkında hiç rapor almadı mı ? | Open Subtitles | لكن هل ذلك النينجا يعرف أن الحكومة لم تستلم بلاغ عن المنجم، حتى بعد القتل؟ |
İnadına olsun diye bu davayı almadı. | Open Subtitles | أنها لم تستلم هذه القضيه حقدا عليك |
Bak, seni reddetmemiş, sadece mesajını almamış. | Open Subtitles | إنها لم ترفضك، أنما لم تستلم رسالتك فحسب ! |
Dallas görünüşe göre mesajı almadı. | Open Subtitles | من الواضح أن "دالاس" لم تستلم رسالتنا |
Belki not almadı. | Open Subtitles | ربما لم تستلم الرسالة |