Endişelenmeyin, garaja düşmedi. Tahtaya vurun! | Open Subtitles | لا تقلق, لم تسقط في المرآب دقّ على الخشب |
Doğru, olduğunuz yere bomba düşmedi. | Open Subtitles | القبنلة لم تسقط حيث كنتم و لكن بقية العالم تدمر |
O bölgeye komşu olan hiç bir bina yok yani orada düşmüş olamaz | Open Subtitles | ليس هناك مباني محاذية للملكية إذاً لم تسقط هناك |
Eski eşim peri masalı düğününe giderken onun çantasına bir obje düşmüş olamaz. | Open Subtitles | القطعة الأثرية لم تسقط في حقيبة زوجتي السابقة و هي في طريقها الى زفافها الخُرافي المثالي |
Bahse girerim ailen şu anda seni arıyordur, öylece yıldızlardan düşüp gelmedin ya. | Open Subtitles | أراهن أن عائلتك تبحث عنك الآن أنت لم تسقط هكذا.. |
Öylece yıldızlardan düşüp gelmedin ya. | Open Subtitles | لا بد أنهم كذلك أنت لم تسقط ، هكذا من السماء |
- Belki de armut dibine düşmemiştir. | Open Subtitles | ماذا؟ . ربما التفاحة لم تسقط بعيداً عن الشجرة |
Lucifer düştüğünde, tek başına düşmedi. | Open Subtitles | عندما سقط إبليس، وقال انه لم تسقط وحدها. |
Lucifer düştüğünde, tek başına düşmedi. | Open Subtitles | عندما سقط إبليس، وقال انه لم تسقط وحدها. |
Merdivenlerden düşmedi... birisi onu ittirdi. | Open Subtitles | هي لم تسقط على السلالم من تلقاء نفسها بل دفعت دفعاً |
Gök tepemize düşmedi ya. Onu şımartan sensin. | Open Subtitles | السماء لم تسقط أنتي الوحيدة التي أفسدته |
Öylece yıldızlardan düşüp gelmedin ya. | Open Subtitles | أنت لم تسقط هكذا من السماء |
- Cüzdanım düşmemiştir, değil mi? | Open Subtitles | لم تسقط محفظتي صدفةً، أليس كذلك؟ |