Daha önce söyleme fırsatım olmadı ama bugün iyi iş çıkardın. | Open Subtitles | لم تسنح لي فرصة لقول هذا باكراً و لكن أحسنت صنعاً اليوم |
Komutanım, size oğlunuzdan bahsetme fırsatım olmadı. | Open Subtitles | سيدي، لم تسنح لي فرصة إخبارك بشأن ولدك. |
Gün boyunca seninle konuşma fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم تسنح لي فرصة التكلم معك طوال النهار |
Biliyor musun taştan kurtulan başka biriyle hatıralarımı hiç paylaşamamıştım. | Open Subtitles | لم تسنح لي فرصة لتشارك قصص الحرب مع ناجٍ آخر من الحجر. |
Biliyor musun taştan kurtulan başka biriyle hatıralarımı hiç paylaşamamıştım. | Open Subtitles | لم تسنح لي فرصة لتشارك قصص الحرب مع ناجٍ آخر من الحجر. |
Hiç söyleme fırsatım olmadı ama kamyon olayında iyi iş çıkardın. | Open Subtitles | لعلمك، لم تسنح لي فرصة لقولها، لكن... إنّك أبليت حسنًا حيال تلك الشاحنة بقنص السائق. |
Onu öldürme fırsatım olmadı. Yankton'a gittiğimde oradan ayrılmıştı. | Open Subtitles | لم تسنح لي فرصة لقتله غادر (يانكتون) عندما وصلت إلى هناك |
Aramaya fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم تسنح لي فرصة للاتصال |
Polise verme fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم تسنح لي فرصة تسليمها |
fırsatım olmadı. | Open Subtitles | - لم تسنح لي فرصة في الواقع |
Biliyor musun taştan kurtulan başka biriyle hatıralarımı hiç paylaşamamıştım. | Open Subtitles | لم تسنح لي فرصة لتشارك قصص الحرب مع ناجٍ آخر من الحجر. |